3. Hukuk Dairesi 2016/946 E. , 2016/1169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalıların aile reisi olduklarını, oğullarına özen göstermediklerini, çocuğun orman yangınına neden olduğunu, kamu zararı oluştuğunu ileri sürerek; 19.568.43.- TL"nin 08/07/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur .
Davalılar vekili, cevap dilekçesi ile; yangının çocuk tarafından çıkartıldığına dair kanıt olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir .
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
Dava konusu uyuşmazlık; davalıların, reşit olmayan çocuğunun eylemi nedeni ile oluşan maddi tazminat talebinden kaynaklanmaktadır.
Davalılar hakkında açılan bu dava, 4721 sayılı yasanın 369.maddesi kapsamında olup, ev başkanının sorumluluğu esasına dayanmaktadır.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4/1. maddesi; 4721 sayılı Medeni Kanun’un İkinci Kitabı’ndan (Üçüncü Kısım hariç olmak üzere ) (TMK.md.118-395, 5133 sayılı Kanun md.2-3) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi’nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Olayı gerçekleştirenin (davalıların reşit olmayan çocuğunun) yargılama sırasında reşit olmasının da sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Somut olayda; uyuşmazlığın, Aile Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerekir.
Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir; görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davaya bakan mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa bile, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür. Her dava, usul hukukunun kamu düzenine ilişkin kurallarının gösterdiği görevli mahkeme hangisi ise, orada görülür. Bu konuda kazanılmış hak da olmaz.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli aile mahkemesine gönderilmesi gerekir iken; işin esasına girilerek, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.