15. Hukuk Dairesi 2017/101 E. , 2018/2898 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak ve işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine haksız itirazın iptâli, takibin devamı,inkar tazminatı istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-...-...-...-...-... grup yolu inşaatını, idare onayı ile devralan davacı yüklenici, işin teslimine rağmen ödenmeyen 836.425,75 TL alacağınnın tahsili için icra takibine girişmiş, borçlu davalı idare vekili takibe karşı; yapılan kesin hesap sonucunda davacı alacağının KDV dahil 1.630.124,57 TL olarak tesbit edildiğini, idareye ait makine kirası, akaryakıt bedelleri düşüldüğünde alacağın; 1.611.795,57 TL kaldığını, alacaklıya bu işten dolayı kesin hakediş raporundan, 16.08.2013 tarihinde 513.340,00 TL, 21.01.2014 tarihinde de 700.000,00 TL ödenmesinden sonra kalan borcun 398.455,57 TL olduğunu kabul ettiklerini bildirerek, fazla istenen 437.970,18 TL alacağa itirazda bulunmuş, davacı vekili davalının bu miktar alacağa yönelik itirazının iptâli için eldeki davayı açmıştır.
Dava ve cevap dilekçelerine göre ilk keşif bedeli 600.000,00 TL olan işin, keşif artışı ve ek sözleşmelerle bedelinin; 2011 yılı birim fiyatlarıyla akaryakıt, çimento vs. ile gelen fiyat artışları ve KDV eklendiğinde 1.630.124,58 TL"ye ulaştığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında sözleşme konusu işle ilgili davacı yüklenicinin hak ettiği alacağın mahsuplardan sonra; 1.611.797,57 TL olduğu konusunda ve yukarıda yazılı ödemelerde ihtilaf bulunmamaktadır. Sözleşmenin hakedişler ve ödeme başlıklı 10-A maddesine göre, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’ nin 39. maddesi uyarınca, hakediş raporu düzenlenerek
tahakkuka bağlanıp ödeneceği düzenlenmiş olup, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 39 ve 40. maddelerindeki tahakkuka bağlama tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeme yapılacağına dair hüküm kesin vade olmayıp, alacağın istenebilir olduğu tarihi gösterdiğinden,şartnamenin 39 ve 40. maddelerine göre hesaplanacak sürelerden faiz uygulanması mümkün değildir.Ancak davacı ... 5. Noterliği"nden keşide ettiği 30.07.2012 tarih 22430 yevmiye nolu ihtarnamesinde miktar göstererek ve süre tanımak suretiyle alacağın ödenmesini talep etmiş olup, bu ihtarnamenin tebliğ tarihine eklenecek 10 günlük süre geçtikten sonra temerrüt gerçekleşmiş olacaktır. Takipte kısmi ödemeler de BK"nın 100. maddesi uygulanması istendiğinden kısmi ödeme halinde de yapılan kısmi ödemenin öncelikle işlemiş faizden düşülmesi gerekir. Bu halde mahkemece öncelikle belirtilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ilgili noterlikten sorularak tebliğ tarihine tanınan 10 günlük ödeme süresi eklenerek bulunacak tarih temerrüt tarihi kabul edilip, hükme esas bilirkişi kurulundan saptanacak yasal faiz oranı üzerinden takip tarihine kadar,bu arada kısmi ödeme varsa 6098 sayılı TBK"nın 100. maddesi gereğince öncelikle işlemiş faizden mahsubu yapılarak, takip tarihi itibariyle davacının istemekte haklı olduğu asıl alacak ve işlemiş faiz konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp, davalının itiraz etmeyip kabul ettiği,asıl alacak gözönünde tutulup düşülmek suretiyle, asıl alacak ve işlemiş faizle ilgili sonucuna uygun bir şekilde ve itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken, temerrüde esas teşkil etmeyen tarihten itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek ve dava itirazın iptâli davası olduğu halde, tahsil davası gibi hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.