10. Hukuk Dairesi 2015/1363 E. , 2015/2315 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
..... adına Av. ... ile 1-.... adına Av. .... 2-.... ve 3-... adlarına Av. ..... arasındaki dava hakkında İş Mahkemesi"nden verilen 09.01.2014 gün 2013/522 E.-2014/4K. sayılı hükmün, Dairemizin 16.06.2014 gün, 2014/8010 E., 2014/14770 K. sayılı ilamı ile BOZULMASINA karar verilmiştir. Bozma sonrası, Mahkemenin verdiği 27.10.2014 gün ve 2014/617 E., 2014/677 K. sayılı karar ile önceki kararında 6100 sayılı HMK’nın 373/(5). maddesi uyarınca direndiği anlaşılmış olmakla ve Direnme üzerine yapılacak işlemlerin neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 373’üncü maddesinin (5). fıkrasında; “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nca yapılır. (6) fıkrasında da; “(6) Hukuk Genel Kurulu"nun verdiği karara uymak zorunludur.” şeklinde ifade edilmiş olmakla birlikte 5 Temmuz 2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 40. maddesi ile 5521 sayılı Kanuna eklenen geçici 2’nci maddedeki; “ Bölge adliye mahkemelerinin, 5235 sayılı Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, Yargıtay"ın bozma kararlarına karşı verilen direnme kararının temyizi halinde dava dosyası, önce kararı veren daireye gönderilir. Direnme kararları daireler tarafından öncelikle incelenir. Kararı veren daire, direnmeyi yerinde görürse kararı düzeltir; yerinde görmezse talebi on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletir.” şeklindeki düzenleme karşısında, direnme kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davacı avukatınca talep edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dava, 2008-2013 yılları arasında davalı işverenler nezdinde geçen çalışmalarının karşılığı olarak Kurum’a asgari ücretten bildirimler yapıldığını ancak daha fazla ücret aldığını belirterek dava konusu dönemde gerçek ücret üzerinden prime esas kazancın tespitini istemiştir. Mahkemece, yazılı delil bulunmadığı için redde dair verilen hükmün Dairemizce; “Öncelikle Mahkemece, yapılacak iş, 4857 sayılı Kanun’un 32. madde, (değişik ikinci fıkra : 17.04.2008-5754/85 md.) Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir, hükmünü gözetmek suretiyle davacıya yapılan mevcut 2009 ve 2010 yılı banka kayıtlarının irdelenerek, maaş ile aynı gün “nakit yatan” adı altında ödemeyi yapan kişiler araştırılarak bunların işyeri ile bağlantıları ve konumları belirlenmeli, yapılan bu ödemelerin maaş olup olmadığı tam olarak açıklığa kavuşturulmalı, ayrıca, bu tür davalarda senetle kanıtlama zorunluluğu yönünden brüt ücretin esas alınması gerekmekte olup öngörülen parasal sınırları aşmayan ücret alma iddialarında, dönemsel sigorta primleri bordroları ile aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirimleri yapılan sigortalıların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ilgili meslek örgütlerinden ücret araştırması yapılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır...” gerekçesiyle bozulduğu belirgin bulunmakla, bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin on gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na iletilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten ötürü Yargıtay incelemesine konu olan karar, eski hükümde direnmeye ilişkin olup direnme Dairemizce yerinde görülmediğinden ve bu durumda kararın inceleme yeri Yargıtay Hukuk Genel Kurulu olduğundan dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.