10. Hukuk Dairesi 2014/11951 E. , 2015/2311 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, Kurumca resen tahakkuk eden prim borcunun iptalini istemiştir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kabulü ile 29/01/2013 tarihi itibariyle 86786579/08-1017657.50/1629450 sayılı hesaplanan prim borcuna ilişkin gönderilen ödeme emrinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi..
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun’un 86. maddeye göre; ” … (Değişik yedinci fıkra: 17/4/2008-5754/50 md.) Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir.
Kurumca düzenlenen 19.11.2012 tarihli raporla, davacı şirketin, ... ilçesinde taşımalı eğitim için... Müdürlüğü ile anlaşma yaptığı ve bu doğrultuda gerek kendi araçlarıyla gerekse kiraladığı araçlarla bu işi sürdürdüğü, bu bağlamda 16.09.2011 tarihinde 10 aylık süre ile davacı ile dava dışı.... arasında yapılmış taşıt kiralama sözleşmesi bulunduğu, daha sonra ... plakalı ....’e ait aracın 20.02.2012 tarihinde....’a satıldığı, bu satış sonrası da .... Müdürlüğü’nden gelen yazı içeriği doğrultusunda, 20.02.2011 tarihinden itibaren yine aracı....’in kullanmaya devam ettiği belirlenerek, 20.02.2012 ile okulların kapandığı 08.06.2012 tarih aralığı için dava dışı....’in davacı şirket nezdinde şoför olarak çalıştığı bahisle ek prim ve hizmet belgelerinin istendiği ancak belirtilen sürede davacı şirketçe ek prim ve hizmet belgelerinin verilmemesi neticesinde dava dışı....’in resen tescilinin yapılarak davacı şirket hakkında 1.143,00 TL tutarında prim borcunun tahakkuk ettirildiği süresinde yapılan Kurum’a itirazın reddedildiği ve dava dışı.... ile aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı sebebiyle resen tahakkuk ettirilen bu prim borcunun iptalinin istendiği eldeki davada, Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içinde taşıt kira sözleşmeleri ve dinlenen 2 tanık dışında hüküm kurmaya yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, dava dışı ....’in bu konuyla ilgili beyanının alınması, davalı işverenin 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu iddiasına karşın yine bu şahsa ait Kurum nezdinde bulunan dosyasının celbedilmesi, yazılı taşıt kira sözleşmeleri dikkate alınarak dava konusu dönemde aracın ....’a satıldığı anlaşılmış olup ....’un bu konuyla ilgili beyanı alınmalı, aradaki ilişkinin kira ilişkisi mi, yoksa hizmet akdi mi olduğu hususu bütün yönleriyle irdelenmeli bu yönüyle davacı şirket nezdinde dava konusu dönemde çalışan bordrolu tanıklar belirlenerek beyanlarına başvurulmalı, talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
.Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.