Esas No: 2014/844
Karar No: 2015/8766
Karar Tarihi: 16.06.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/844 Esas 2015/8766 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği ..."nın sürücüsü olduğu ve davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı araçla yaptığı tek taraflı kazada hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 3.550 TL olmak üzere toplam 7.100 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş, 24.4.2013 tarihinde talebini anne için 46.741,07 TL, baba için 3.258,93 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kabulüne, davacı anne için 46.741,07 TL, baba için 3.258,93 TL olmak üzere toplam 50.000 TL"nin 11.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsü desteğin tam kusurlu olması halinin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na
göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca); 2918 sayılı KTK."nun 109. maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı süresinde dava açılmış olmasına, HGK."nun 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK."nun 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile de benimsendiği üzere ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasının yeterli olmasına, bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulunun aranmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacıların desteği olan ..., kaza tarihinde 24 yaşındadır. Aktüer raporunda, desteğin evli ve 2 çocuklu olacağı dönem için davacı anne ve babaya 1/8"er pay oranında destek olacağı, babanın ölümü ile birlikte babanın 1/8 destek payının da annenin payına eklenerek son 18 yılda anneye tek başına 2/8 destek payı ayrılacağı düşüncesiyle hesaplama yapılmış ise de, babanın destek payının, ölümü halinde, annenin payına eklenmesinin Yargıtay ve Dairemiz kriterlerine uygun olmadığı göz ardı edilerek, davacı anne için yüksek bir oranda (2/8) destek payı hesaplanması doğru görülmemiştir.
3-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK."nun 99/1. maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2. maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp, yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrütünden söz edilemez. Eğer başvuru yoksa dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekilinin davadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu iddiası karşısında, mahkemece, sigorta şirketine başvuru tarihi araştırılarak tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren davalının faizle sorumlu tutulması gerekirken, ibraz edilen 28.1.2009 tarihli ihtarın davalıya tebliğ tarihi araştırılmaksızın, bu ihtar tarihine göre hesaplanan 11.2.2009 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulü ile bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine, 16/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.