Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/9698 Esas 2016/1150 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9698
Karar No: 2016/1150
Karar Tarihi: 02.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/9698 Esas 2016/1150 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Taraflar arasındaki adi ortaklığın tespiti davası reddedilmiştir. Davacı, ortaklığın tespiti için dava açmış ve belediyenin aldığı kararlar nedeniyle ortaklık payında haksızlık olduğunu iddia etmiştir. Ancak mahkeme, davacının güncel bir hukuken korunmaya değer yararı olmadığını ve ileride açılacak bir eda davasında ileri sürülüp ispat edilebilecek hususların ayrı bir dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği hükmedilmiştir.
Kanun maddeleri: HMK'nun 106. maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/9698 E.  ,  2016/1150 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki adi ortaklığın tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 02.02.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldügünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile kayınbabası olan davalının yolcu taşımacılığında kendilerine ait hatlı minibüsleri kullandıklarını, belediyenin aldığı karar üzerine tarafların minibüslerini satarak birlikte bir otobüs satın aldıklarını, davacının bu aracın işletildiği hatta 2/3, davalının ise 1/3 pay sahibi olduğunu, bir süre sonra belediyenin aldığı başka bir karar nedeniyle tarafların dava dışı kişiler ile birlikte daha büyük bir araç (halk otobüsü) aldıklarını, bu aracın işletildiği hattın 6/18 payının taraflara (4/18 payının davacıya, 2/18 payının davalıya) ait olduğunu, ancak davalının dava dışı belediye aleyhine idari yargıda açtığı dava sonucunda davacıya ait hat payının iptal edildiğini, sonrasında ise belediyenin iptal edilen davacıya ait hat payını davalıya verdiğini ileri sürerek; halk otobüsü hattına ait 6/18 payın, 4/18 payının davacının ortaklık payı olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının özel halk otobüsünün mülkiyetine ortak olduğunu, ancak belediyece otobüsün işletilmesi için verilen hat üzerinde davacının bir ortaklığının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının ortaklığın tespitini talep ettiği, ancak idare mahkemesinde davalı tarafça açılan davada verilen kararda belirtildiği üzere, davacı tarafça iddianın ispatı için bildirilen delillerin yürürlükteki yönetmelik karşısında geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tarafların kayden maliki olduğu otobüsün, yine taraflar arasında kurulan adi ortaklık tarafından işletildiğinin ve davacının ortaklıktaki payının tesbiti istemine ilişkindir.
    HMK. nun 106. maddesinin 2. fıkrasına göre; "Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır."
    Somut olayda, davacı, iş bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunduğunu iddia ve ispat etmiş değildir. Diğer taraftan, ilerde açılacak bir eda (adi ortaklığın tasfiyesi veya kar payının tahsili) davasında ileri sürülecek ve kanıtlanacak hususların ayrı bir dava konusu yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.Davacı, davalı ile arasında bir adi ortaklık bulunduğunu açacağı bir eda davasında ileri sürüp ispat edebilir. Mahkemece, bu yön gözönünde tutulmadan davanın esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ; Yukarıda açıklandığı üzere, davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu esastan reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün hükmün gerekçesinin HUMK"nun 438/9. maddesi uyarınca açıklandığı şekliyle değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 1,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.