Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9472
Karar No: 2016/1149
Karar Tarihi: 02.02.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/9472 Esas 2016/1149 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ederek davacıya satmıştır. Davacı da bu güvene dayanarak taşınmaza bina yapmıştır. Ancak taşınmaz hazine adına kayıtlı olduğu için dava dışı idare tarafından yıkılmıştır. Davacı, yıkım tarihi itibarıyla evin değerinden 10.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş ve faizi ile davalıdan 160.694 TL alacağın dava tarihinden itibaren tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davalıdan maddi tazminatın tahsiline karar verilmiş, birleştirilen dava ise reddedilmiştir. Ancak, Yargıtay tarafından verilen bozma kararı sonrasında asıl dava ıslah edilerek 128.069 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22.09.2005 tarihinden itibaren, 118.069 TL ise ıslah harcının yatırıldığı tarih olan 04.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- HMK 176-182.md. : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 83 ve ardından gelen maddeleri; ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltilmesine olanak tanıyan bir yoldur.
- HMK md 26 : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ara kararların özellikleri ve hükümleri ile ilgili maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2015/9472 E.  ,  2016/1149 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, kesinleşmiş olan birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 02.02.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldügünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ..."nın davalıdan harici sözleşme ile taşınmaz satın alarak üzerine ev inşa ettiğini, ancak evin hazine adına kayıtlı yere yapılması nedeniyle dava dışı idare tarafından yıkıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere yıkım tarihi itibarıyla evin değerinden şimdilik 10.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş, 11.07.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile 160.694 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, ıslah harcını ise 04.10.2006 tarihinde yatırmıştır.
    Davacı vekili birleştirilen 2006/281 Esas sayılı davada ise; aynı vakıalara dayanarak, müvekkilinin ödediği satış bedelinin dava tarihindeki değerinden şimdilik 5.000 TL nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, asıl ve birleştirilen davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; satım bedelinin denkleştirilmiş değeri olarak 2.645,40 TL nin davalıdan tahsiline ilişkin 13.05.2008 tarihli hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28.05.2009 günlü ve 2008/15143 E. 2009/7386 K.sayılı ilamı ile (...birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı...) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile 2.645,40 TL nin faizi ile davalıdan tahsiline, birleştirilen davanın ise reddine dair verilen 20.01.2011 tarihli hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 31.01.2012 günlü ve 2011/6803 E. 2012/1564 K.sayılı ilamında belirtilen "(... Davalı, taşınmazın kendi parselleri içinde kaldığını belirterek davacıya satmış, taşınmazın kendilerine ait olduğu hususunda güven vermiş, davacı da bu güvene dayanarak taşınmaza bina yapmıştır. Taşınmazın davalıya ait olduğuna güven duyarak taşınmazı satın alan ve üzerine bina yapan davacının binanın yıkılması nedeniyle uğradığı zararının diğer tarafça karşılanması gerekir. Öyle olunca, mahkemece bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılmalı, gerektiğinde bu hususta bilirkişiden rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece; asıl davanın kabulü ile 10.000 TL nin davalıdan tahsiline, birleştirilen dava hakkında verilmiş olan hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 04.06.2013 tarihli hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Dairemizin 28.01.2014 günlü ve 2013/18390 E.2014/1109 K. sayılı ilamı ile;
    (...Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 83 ve ardından gelen maddelerinde (HMK 176-182.md.) düzenlenmiş olan ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltilmesine olanak tanıyan bir yoldur.
    Kural olarak dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmuş olan davacı, usul ekonomisi bakımından hakkın dava açılmayan kısmı için, ıslah yoluyla dava konusunu artırabilir.
    Yine, ıslah karşı tarafın kabulüne ya da hakimin onayına bağlı olmayıp, ıslahın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde mahkemece dava ıslah edilmiş şekli ile incelenmelidir.
    Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talepte bulunmuş, yargılama aşamasında ise müddeabihi arttırmak üzere ıslah dilekçesi sunmuş ve arttırılan kısım yönünden ıslah harcını da yatırmıştır.
    O halde, mahkemece; davanın, ıslah edilen kısmı için olumlu olumsuz bir karar verilmeyerek yukarıdaki şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..
    Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer yoktur...)
    Gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; asıl davanın ıslah durumu dikkate alınarak kısmen kabulü ile 128.589 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22.09.2005 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, bozma dışında kalarak kesinleşen diğer hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak, dava ve ıslah dilekçeleriyle ağaç bedeli talep edilmemesine rağmen, bina bedeli olan 128.069 TL ye, ağaç bedeli olan 520 TL nin dahil edilerek toplam 128.589 TL nin tahsiline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır(HMK md 26).
    Ayrıca, müddeabihin ıslah ile artırılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Kanuna aykırı olan bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci bendinin karar metninden çıkartılarak yerine “1-Davacı ... mirasçılarının asıl davada taleplerinin ıslah durumu dikkate alınarak kısmen kabulü ile 128.069 TL maddi tazminatın 10.000 TL sinin dava tarihi olan 22.09.2005 tarihinden itibaren, 118.069 TL sinin ise ıslah harcının yatırma tarihi olan 04.10.2006 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi