21. Hukuk Dairesi 2016/13206 E. , 2018/1220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 05/12/1989 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, hizmet başlangıcının 05/12/1989 tarihi olduğunun istemine ilişkindir.
Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 1962 doğumlu davacının, işe giriş tarihi olan 05/12/1989 tarihinde 27 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin ... sicil numaralı,...adresindeki, işyeri net okunamamakla birlikte... konfeksiyon fason atölyesi işyerinden 05/01/1990 tarih ve ... varide numarasıyla verildiği, davacının dava dilekçesinde işveren ... ‘e dava açtığı, duruşmada işveren hakkındaki davasını atiye bıraktığı, Kurumun işveren ... ve ... için araştırma yaptığı,... merkezinden gelen yazı cevabında..."e ait herhangi bir işyeri bulunmadığı, belirtilen ... adresinde 05/12/1989-05/01/1990 tarihleri arasında faaliyet gösteren herhangi bir işyeri kaydının bulunmadığı , ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... unvanlı işyerinin 05/12/1989 - 31/12/1989 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, davacının 1989-1990 devresi dönem bordrosuna rastlanılmadığının bildirildiği, davacının askerliğini 1982-1984 arası yaptığı, 17/03/2015 tarihli kolluk tutanağında; adreste yapılan araştırmada adresin işhanı olduğu, ...’e ait işyeri olmadığının tespit edildiği, Mahkeme tarafından davalı işverenle ilgili araştırmanın... adıyla yapıldığı,işe giriş bildirgesindeki sigorta sicil numarasının sorgulanmadığı, oysa davacının ... olarak beyanda bulunduğu, davacı tarafından tanık bulunamadığından tanık dinlenmediği, işverenle ilgili araştırmanın sağlıklı bir şekilde yapılmadığı , eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; işe giriş bildirgesindeki işyeri sicil numarası ve ... adıyla ilgili belgeleri istemek, davacının talebi gereği, ayrıca ... adıyla sorgulama yapmak, işyeri bilgileri ve dönem bordrosuna ulaşılması halinde, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığını yeterli sayıda bordro tanığı dinleyerek, açıklığa kavuşturmak, bunun mümkün olmaması halinde Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle, ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, sonrasında bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtlarını ...’dan getirtmek, davacının sigorta sicil numarasının Kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın serilerinden olduğunu sormak, işe giriş bildirgesinin aslını getirtip imza ve fotoğraf incelemesi yaptırtmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
15/02/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.