
Esas No: 2018/3999
Karar No: 2019/11585
Karar Tarihi: 27.11.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/3999 Esas 2019/11585 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
... Bölge Adliyesi Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı ... vekilince mürafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Mürafaa için belirlenen günde davalı Temlik Alan ... Varlık Yönetim A.Ş (Temlik eden ...) vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda hazır olan taraf avukatının sözlü açıklaması dinlenildikten sonra kararın açıklanması başka güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı banka ile arasında konut kredisi sözleşmesi imzalandığını, bu kredi ile satın aldığı konut üzerinde 1. derecede ipotek bulunduğunu, taşınmazı ipotekle yükümlü olarak satın aldığını, ancak bankanın sözlü olarak ipoteğin kalkacağı vaadinde bulunduğunu, bu nedenle kullanılan kredi için 2. derecede ipotek konulmasını kabul ettiğini, bankanın kendisini yanıltığını, ipoteği kaldırmadığı gibi lehine ipotek konulan 3. şahsın borçları nedeniyle konutun satışa çıkarılıp, banka tarafından alacağına mahsuben satın alındığını, bu olay nedeniyle konutu bankadan ikinci kez satın almak zorunda kaldığını, bu kez de bankanın kredi taksitlerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle icra takibi yaptığını, ipotekli konutu satın almasının ve davalı bankanın 1. derece ipotek bulunan konuta ipotekli taşınmazın değerinin iki katını aşar şekilde tekrar 2. derece ipotek konulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, banka işleminin dürüstlük kuralına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, yapılan kredi sözleşmesinin TBK."nun 30. maddesinde yer bulan yanılma ve 36. maddesinde yer bulan aldatma hükümleri kapsamında kaldığını, bankanın ipoteği fek etmeden kaçınamayacağını, davalı bankanın özen yükümlülüğüne ve bankacılık teamüllerine uygun davranmadığını belirterek, aleyhine yürütülen takibin durdurularak bu takip yönünden borçlu olmadığının tespiti ile dava tarihine kadar ödenen paranın faiziyle birlikte iadesine, konutun icraen satılması sonucu yaşadığı mağduriyetten kaynaklanan 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesi olan ... 2. Tüketici Mahkemesinin 2016/362 E.-2017/644 K. sayılı davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
SONUÇ: Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 27/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.