3. Hukuk Dairesi 2020/645 E. , 2020/2681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; galericilik işi ile uğraştığını, dava dışı ... ile ortak olarak işlerini yürüttüğünü, davalı ... adına tescilli ... plaka sayılı aracı satın almak üzere satıcı ... ile temasa geçtiğini, öncelikle 2.000,00 TL kapora verdiklerini ve sonrasında 27.222,00 TL olmak üzere toplam 29.222,00 TL ödediklerini, ancak davalıların aracın devrini vermediklerini belirterek; 29.222,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; taraflar arasındaki ilişkinin pazarlık aşamasından ileriye gitmediğini, mesleği galericilik olan bir kişinin dava dilekçesinde anlatıldığı şekilde alışveriş yapmayacağını, davacının banka dekontundaki imzaları kabul etmediği halde güvenlik kamera kayıtlarını delil olarak gösterdiğini, noter huzurunda parasını alamadığı için araç satışından vazgeçtiğini, başka bir alıcıya aracı satmak isterken olayların meydana geldiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davacı taraf her ne kadar aracın bedelinin ödendiğini belirtmiş ise de, araç satışı resmi şekle tabi bir işlem olup, böyle bir satışın gerçekleşmediği, galericilik yapan davacının resmi işlemler yapmadan parayı elden vermesinin mesleki teamüllere uygun olmadığı, elden ödediğini iddia ettiği parayı davalıya verdiğine dair somut bir delil bulunmadığı, davacı her ne kadar konuya ilişkin tanık deliline başvurmuş ise de dava konusu miktarın tanıkla ispat sınırının üstünde olması da dikkate alınarak açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.11.2017 tarihli ve 2016/9778 Esas, 2017/16475 Karar sayılı ilamı ile; davacının dava dilekçesinde delil olarak gösterdiği ve incelenmesini talep ettiği ... Bankası ... Şubesinin güvenlik kamera kayıtları mahkemece celp edildiği halde incelenmeden sonuca varılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle mahkemece banka güvenlik kamera kayıt dökümü yaptırıldıktan ve HMK"nın 199. maddesi uyarınca değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; gerekçesinde ve hükümde talep edilen miktarın ne kadarının kabul edildiği belirtilmeksizin sadece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; harici satım sözleşmesine dayalı alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tahsili istemine ilişkindir.
1)6100 sayılı HMK 297 maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Buna göre; hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, ne kadarının reddedildiği, davalının neye mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde dava konusu kamyon üzerinde esnaf kefalet kooperatif adına rehnin bulunduğunu, araç üzerindeki rehni kaldırmak amacıyla davalı ... adına esnaf kefalet kooperatifine olan 25.000 TL ana para borcu ile 225 TL faiz olmak üzere toplam 27.222 TL (dosyada mevcut dekonta göre olması gereken 25.000+222= 25.222 TL) ödeme yaptığını ayrıca 2.000 TL"nin de ortağı dava dışı Ömer tarafından banka havalesi yoluyla davalı ... adına gönderildiğini belirterek araç alımı için davalılara ödenen toplam 29.222 TL (olması gereken 25.225+2.000=27.225 TL) nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece, kararın gerekçesinde ve hükümde davanın ne kadarının kabulüne karar verildiği belirtilmeksizin sadece davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bu durumda mahkemece miktar belirtilmeksizin davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması infaza elverişli olmadığından usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2)Bozma nedenine göre, davalı ..."ın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı ..."ın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
04/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.