20. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/10139 Karar No: 2013/514
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/10139 Esas 2013/514 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2012/10139 E. , 2013/514 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi,... Köyünde tapuda davalı adına kayıtlı olan 118 ada 23 parsel sayılı 7710,60 m² yüzölçümündeki taşınmazın 5004 m²’lik kısmının yörede 1997 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ve öncesinin orman olduğunu ileri sürerek, bu bölümün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmış; 15.05.2012 günlü ıslah dilekçesiyle, çekişmeli taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Hazine aynı iddialarla davaya katılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan ve öncesi orman olan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanuna esas olmak üzere 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1997 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın (a) ile gösterilen bölümünün orman tahdidi içinde kaldığı, (b) ile gösterilen bölümünün ise, orman sayılan yerlerden olduğu, Hazinenin bu yönde davaya katılımının bulunduğu, bu tür yerlerin 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 29/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.