Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6197 Esas 2011/3341 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6197
Karar No: 2011/3341
Karar Tarihi: 09.06.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6197 Esas 2011/3341 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6197 E.  ,  2011/3341 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Niğde 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.05.2010 gün ve 522/299 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı satın alma, muristen intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak Zeynep ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan 296 ada 186 ve 197 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davacı vekili, 05.05.2010 tarihli oturumda 197 parsele yönelik davadan feragat ettiklerini bildirmiş olup beyanını HUMK.nun 151 maddesine göre imzalamış, incelenen vekaletnamede feragat yetkisinin bulunduğu saptanmıştır.
    Davalı ...; taşınmazın babalarına ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini; açıklamış öteki davalılar Zeynep ve Mustafa ise davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 197 nolu parsel yönünden davanın vaki feragat nedeniyle reddine 186 nolu parsel yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, kadastrodan önceki hukuksal nedenlere dayanarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Dava konusu 186 nolu parsel hakkında 12.03.1997 tarihinde kadastro tutanağı düzenlenmiş ve tutanak askı ilan süresi sonunda 24.01.1998 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 16.09.2008 tarihinde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra açılmıştır. Anılan maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken olumsuz dava koşulu olan bu yön gözden kaçırılarak işin esasına girilip ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru görülmüştür.
    Davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.