9. Hukuk Dairesi 2015/20142 E. , 2015/29346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 08.06.2000 tarihinden 31.03.2014 tarihine kadar Davalı Bankada .... Şubesi’nde Tahsildar olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin 31.03.2014 tarihinde feshedildiğini, fesih tebliğinin 21.03.2014 tarihinde yapıldığını, davalı banka tarafından yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayanmadığını ve davalının usule uygun olmayan fesih bildirimi ile feshin son çare olması ilkesini ihlal ettiğini iddia ederek davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 08.06.2000 tarihinden, 31.03.2014 tarihine kadar Davalı Bankanın .... Şubesi’nde “Tahsildar” olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin İş Kanunu 17., 18. ve 19. maddeleri doğrultusunda geçerli sebeple feshedildiğini ve işe iade talep hakkı bulunmadığını,Banka Yönetim Kurulu tarafından 20.12.2013 tarih ve 13107 sayılı ve 13.03.2014 tarih ve 13128 sayılı Yönetim Kurulu Kararları doğrultusunda organizasyonel verimlilik çalışmaları nedeniyle Davacının görev yaptığı Şubedeki Kurumsal/Ticari Bankacılık faaliyetlerine son verildiği, bu birimde çalışanların taşıması gereken nitelikler, deneyimleri ve uzmanlık alanları dikkate alındığında Davacıya başkaca bir görevin teklif edilmesinin mümkün olmadığını, Davacıya iş sözleşmesinin feshi esnasında tüm yasal haklarının ödendiğini, Bankanın ekonomik fayda sağlanması adına uygulamak zorunda kaldığı “organizasyon yapısı içerisinde yapısal değişiklik” yapılmasına dair tedbirin kaynağı olan yönetimsel kararın iş sözleşmesinin feshini gerekli kıldığını, keyfi bulunmadığının aşikar olduğunu, davacının işe iadeden ziyade boşta geçen sürelere ilişkin hak elde etme çabasında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının çalıştığı şubede ticari ve kurumsal bankacılık faaliyetlerine son verildiği, şubenin bireysel bankacılık faaliyetlerinde çalışmasını devam ettirdiği, davacının yerine personel alımı yapılmadığı, davacının yetenek, iş tecrübesi ve yürüttüğü görevi itibariyle davalı bankanın asıl işi olan bankacılık faaliyetleri kapsamında istihdam edilmesinin mümkün olmadığı ve bu nedenle yapılan feshin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız).
İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. (Dairemizin 01.12.2008 gün ve 2008/6294 Esas, 2008/32601 Karar sayılı ilamı).
İşverenin, dayandığı fesih sebebinin geçerli (veya haklı) olduğunu uygun kanıtlarla inandırıcı bir biçimde ortaya koyması, kanıt yükünü yerine getirmiş sayılması bakımından yeterlidir.
Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri nedenleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı(tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı(keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı(ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (06.10.2008 gün ve 2008/30274 Esas, 2008/25209 Karar, 11.09.2008 gün ve 2008/25324 Esas, 2008/23401 Karar sayılı ilamlarımız). İşveren işletme, işyeri ve işin gerekleri nedeni ile aldığı fesih kararında, işyerinde istihdam fazlalığı meydana geldiğini ve feshin kaçınılmazlığını kanıtlamak zorundadır. İş sözleşmesinin feshiyle takip edilen amaca uygun daha hafif somut belirli tedbirlerin mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi, işverenin tekelinde değildir. Bir bakıma feshin kaçınılmaz olup olmadığı yönünde, işletmesel kararın gerekliliği de denetlenmelidir. Feshin kaçınılmazlığı ekonomik açıdan değil, teknik denetim kapsamında, bu kararın hukuka uygun olup olmadığı ve işçinin çalışma olanağını ortadan kaldırıp kaldırmadığı yönünde, kısaca feshin son çare olması ilkesi çerçevesinde yapılmalıdır. Ancak işçinin çalışma olanağının olup olmadığı somut olarak ortaya konmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalıştığı şubenin bireysel bankacılık faaliyetlerine devam ettiği, davacının da bu şekilde değerlendirilmesinin mümkün olmadığının açık ve somut bir şekilde davalı tarafından ortaya konmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulduğunun davalı banka tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 659.70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 21/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.