Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/97
Karar No: 2020/5543
Karar Tarihi: 20.11.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/97 Esas 2020/5543 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2018/97 E.  ,  2020/5543 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu, Zile İlçesi Ütük Köyü çalışma alanında bulunan 70 parsel sayılı 81.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 08.06.2015 tarih ve 2014/20155 – 2015/7383 Esas-Karar sayılı ilamı ile, "süresi içinde açılmış davada iddia ve savunma doğrultusunda davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, tespitin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, tespit tarihine göre çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı ... yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Bir davanın esası hakkında değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup, bu husus dava şartı olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce re"sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı ... tarafından, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu ileri sürülerek, Hazineye karşı, taşınmazın müstakilen adına tescili istemiyle genel mahkemede dava açılmıştır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın davacıya babası ve dedesinden intikal ettiğini, onların ölümü ile mirasçılarının kullandığını, ölümüne kadar da davacı ...’ nın ekip biçtiğini beyan etmişlerdir. Ne var ki, davacı gerek dava dilekçesinde, gerekse aşamalardaki beyanında, taşınmazın kendisine ne şekilde geçtiği (taksim, satış, bağış vs.) hususunda herhangi bir açıklamada bulunmadığı gibi, Mahkemece de bu hususta davacıdan herhangi bir açıklama ve izahat istenilmemiştir. Mirasçıların birbirlerine karşı miras paylarının adlarına tescilini talep etmeleri mümkün ise de, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, hakları terekenin tamamını kapsadığından ve TMK"nın 702. maddesi uyarınca topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların birlikte hareket etmeleri zorunlu bulunduğundan, bir mirasçının ya da mirasçıların bir bölümünün, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki şahıslara karşı miras paylarının adlarına tescili istemiyle dava açmaları usulen mümkün değildir. Bu şekilde, mirasçılardan biri ya da bir bölümü tarafından kendi payları hakkında üçüncü kişilere karşı açılan dava, terekenin bütününü ve diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, aktif dava ehliyetindeki bu eksikliğini sonradan diğer mirasçıların muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle giderilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna rağmen, somut olayda Hazine, davacının murisinin terekesine karşı 3. kişi konumunda bulunduğu halde Mahkemece, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan işin esası hakkında karar verilmiş olup, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı kesin olarak saptanmadan işin esasına girilemez.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacı taraftan çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan ...’a ne şekilde intikal ettiği (taksim, satış, bağış vs..) sorularak, kendilerine bu husustaki iddialarını kanıtlama imkanı tanınmalı, davacı tarafça çekişmeli taşınmazın geçerli bir sebeple murisleri ...’ a intikal ettiği ispat edilemediği takdirde aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmeli; davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunduğunu kanıtlaması halinde ise, işin esasına girilerek, mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan daha önceki keşifte çekişmeli taşınmazın öncesinin davacı ...’nın dedesinden ve babasından kaldığı belirtilmiş olduğundan dedesinin kim olduğu, davacının babasına ve ondan da davacıya hangi yolla intikal ettiği sorularak, ...’nın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kendi adına mı yoksa tereke adına mı olduğu belirlenmeli; taşınmazın ...’ya satış, bağış, taksim vs. yolla kaldığının tespiti halinde yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıca, taşınmazın niteliği, geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, beyanları arasında doğacak çelişkiler yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden, taşınmazın toprak yapısı, öncesinin ne olduğu zirai faaliyete konu olup olmadığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarında komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, ayrıntılı ve taşınmazın tüm yönlerinden gösterir fotoğraflarla desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli ve böylelikle dava konusu taşınmaz üzerinde Hazineye ait tapu kaydının oluşum tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    20.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi