8. Hukuk Dairesi 2017/9594 E. , 2019/4786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 09.05.2016 tarihli ve 2014/16783 Esas, 2016/8509 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, 26.03.2013 tarihinde müvekkiline ait malların haczedildiğini, müvekkili şirketin borçla hiçbir ilgisinin olmadığını, müvekkili şirketin haciz adresini 01.12.2012 tarihinde kiraladığını, menkul malların bir kısmının bir önceki kiracı ..."den nakit, çek ve araç karşılığı satın alındığını, bir kısmının da başka firmalardan satın alındığını ve buna ilişkin belgelerin bulunduğunu belirterek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, müvekkilinden mal kaçırmak için muvazaalı şekilde hareket edildiğini, bu takipten önce de aynı borçlular hakkında başka senet alacağına ilişkin farklı bir takip dosyasında takip yapıldığını, aynı iş yerinde haczedilen mallarla ilgili ..."in istihkak iddiasında bulunduğunu, müvekkili tarafından ... 4. İcra Hukuk Mahkemesinde 2012/755 Esas sayılı dosya ile açılan istihkak davasının lehlerine sonuçlandığını, diğer borçlu...."un haciz yapılan adreste vergi açılışının olduğunu, malların borçlu şirketin yedinde iken haczedildiğini, sonradan alındığı iddia edilen vinç dahil olmak üzere tüm malların haczine ilişkin olarak davacı tarafın istihkak iddiasının yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iş yerinin borçlu şirket tarafından, ilk önce dava dışı ..."e, daha sonra üçüncü kişi şirkete devredildiği, yapılan devir işlemlerinin alacaklı taraftan mal kaçırmak kastı ile muvazaalı olarak yapıldığı, ancak taraflar arasında düzenlenen malların devrine ilişkin tutanak ve fatura içeriğinde, bina içi vinçin yer almadığı, 03.03.2013 tarihli fatura uyarınca bu mahcuzun üçüncü kişi tarafından sonradan satın alındığı ve bunun tanık anlatımıyla doğrulandığı gerekçesi ile vinç dışındaki diğer menkul mallar yönünden davanın reddine, hacizlerin devamına, vinç yönünden davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairenin 09.05.2016 tarihli ve 2014/16783 Esas, 2016/8509 Karar sayılı ilamı ile davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazları bakımından ise, öncelikle dava konusu vincin ticaret odasında kaydının bulunup bulunmadığı tespit edilerek, kayıtlı ise ilgili belgelerin temin edilmesi, üçüncü kişi tarafından sunulan faturanın mahcuzun ayırt edici özelliklerini içerip içermediği dikkate alınarak, üçüncü kişi şirketin ve vinci satan şirketin ticari defterleri de bilirkişi aracılığı ile incelenmek suretiyle çok yönlü bir araştırma ile bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1. Davalı alacaklı vekilinin karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK"un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu 26.03.2013 tarihli haczin, takip dayanağı bonolarda yer alan borçlu şirket adresinde yapıldığı, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra 10.01.2012 tarihinde haciz adresinden taşındığı anlaşılmıştır. Bu durumda mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Vergi kayıtlarına göre, borçlu şirketin 10.01.2012 tarihinde haciz adresinden taşınmasından sonra, 06.06.2012 tarihinde aynı zamanda borçlu şirket ortağı olan diğer borçlu Hatice (Öztunç) Dal’ın haciz adresinde faaliyete başladığı, bilahere dava dışı ...’in 01.07.2012 tarihinde haciz adresinde şube işyeri açtığı, alacaklısı ve borçluları aynı olan farklı bir takip dosyasında 18.07.2012 tarihinde yapılan haciz esnasında ...’in hazır olduğu ve işyerini borçlu şirket ortaklarından satın aldığını beyan ettiği, bu hacze ilişkin olarak alacaklı tarafça ... aleyhine ... 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/755 Esas sayılı dosyası ile açılan istihkak davası sonucunda Mahkemece devrin muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırmak kastı ile yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede anılan mahkeme kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğine dair bir bilgi bulunmadığı, dava dışı ...’in bu dava devam ederken vinç haricindeki mahcuzları 29.11.2012 tarihinde davacı üçüncü kişi şirkete fatura ettiği, mahcuz vinçin ise üçüncü kişi tarafından 03.03.2013 tarihinde dava dışı firmadan alındığı, üçüncü kişi şirket ile ... arasında imzalanan 29.11.2011 tarihli ibra tutanağı uyarınca fatura bedeline ilişkin olarak üçüncü kişi tarafından yapılan ödemeleri gösterir banka dekontlarının, çeklerin ve araç satışlarına ilişkin Noter evraklarının dosyaya ibraz edildiği ve üçüncü kişi şirketin haciz adresinde 01.01.2013 tarihinde şube işyeri açtığı anlaşılmıştır. Tüm bunların yanı sıra davacı üçüncü kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce kurulduğu, borçlu şirket ile aralarında organik bağ bulunmadığı, İİK"nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilene kadar muteber olan dava konusu 26.03.2013 tarihli haciz tutanağı içeriğine göre, haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazır olmadığı gibi, borçlu şirket adına evrak da bulunmadığı tespit edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar karşısında üçüncü kişi şirketçe mülkiyet karinesinin aksinin ispat edildiğinin kabul edilmesi gerekmiştir.
Ayrıca devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir. İİK"nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır. (İİK 337/a mad.) Aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yol, muvazaanın iddia ve ispat edilmesidir.
Bu bilgilere göre, karar düzeltme istemine konu olayda, ...’in mal kaçırmak amacı ile borçlu şirket ile birlikte haciz adresinde faaliyette bulunduğu ve davalı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında danışıklı işlem olduğu, davalı alacaklı tarafından iddia edilmesine rağmen, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, bunun yanında davacı üçüncü kişinin delil olarak sunduğu fatura ve ödeme belgelerinin üçüncü kişinin iddialarını desteklediği görülmüştür.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın tümden kabulü yerine, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile bir kısım mahcuzlar yönünden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün mahcuz vinç yönünden onanması gerekirken bozulduğu, diğer mahcuzlar yönünden ise bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 09.05.2016 tarihli ve 2014/16783 Esas, 2016/8509 Karar sayılı (bina içi vinç haricindeki 66.200,00 TL değerindeki 18 adet mahcuz yönünden) onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Dairemizin 09.05.2016 tarihli ve 2014/16783 Esas, 2016/8509 Karar sayılı (mahcuz bina içi vinç yönünden) bozma kararının kaldırılarak usul ve Yasa"ya uygun olan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı üçüncü kişiye iadesine, takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı alacaklıdan alınmasına, 60,80 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 31,70 TL’nin karar düzeltme isteyen davalı alacaklıdan alınmasına, 08.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.