15. Ceza Dairesi 2015/14297 E. , 2016/93 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2015/305029
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2015
NUMARASI : 2014/291, 2015/86
SANIK : V.. A..
SUÇ : Dolandırıcılık
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın 03.05.2008 tarihinde şikâyetçi E.. A..’a ait dükkâna giderek eşine cep telefonu almak istediğini beyan etmesi üzerine şikâyetçinin kendisine IMEI numaralı NOKIA 6280 marka 2. el cep telefonunu verdiği, fakat sanığın cep telefonunu eşine gösterdikten sonra alabileceğini o an için parasını veremeyeceğini söyleyip, .................... ait araç ruhsat fotokopisini şikâyetçiye vererek güven sağlamak suretiyle cep telefonunu alıp dükkandan ayrıldığı; sanığın aynı şekilde şikayetçi İ.. Ö..’a ait işyerinden değeri 450,00 TL olan VERTU mini Gold marka cep telefonunu eşine göstermesi gerektiğini belirtip, parasını vermeden kendisine ait olmayan M... B.... adına kayıtlı ruhsat fotokopisi ile S.. K.. adına kayıtlı ehliyeti şikayetçiye vererek güven sağladıktan sonra cep telefonunu alıp dükkandan ayrıldığı anlaşıldığından, her iki şikayetçiye yönelik eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hapis cezalarının alt sınırdan tayin edilmelerine rağmen, adli para cezalarının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayine gidilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, sanık hakkında 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan CMUK"nın 326. maddesi uyarınca uygulanan kazanılmış hak neticesinde yalnızca hapis cezasına hükmolunması nedeniyle, zikredilen aykırılık sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamış olup, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140-2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.