20. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/15534 Karar No: 2013/499 Karar Tarihi: 29.01.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/15534 Esas 2013/499 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2012/15534 E. , 2013/499 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2006 yılında yapılan kadastro sırasında .... Köyü 140 ada 162 sayılı 12.346,79 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalılar İsmail ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın davacı Hazine tarafından temyizi üzerine Dairece bozulmuştur. Hükmüne uyulan Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 11.3.2010 gün ve 2009/19919 - 2010/3040 sayılı bozma kararında özetle; “hükme dayanak yapılan orman raporunun yetersiz olduğu, çekişmeli taşınmazın kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafındaki konumunun belirlenmediği, yörede yapılan orman kadastrosunun seri bazda yapılıp yapılmadığının tesbit edilmediği, zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yeterince araştırılmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan kestane ağaçlarının aşılı olup olmadıklarının belinlenmediği, yörede yapılan orman kadastrosunun seri bazda yapılması halinde seri dışında kalan taşınmazlar yönünden orman kadastro komisyonunca herhangi bir inceleme yapılmadığından kesinleşen orman kadastrosundan söz edilemeyeceğinin, sahipsiz aşısız kestanelikler ile sahipli dahi olsa aşılı kestaneliklerin devletleştirme kapsamında olduğunun gözetilmesi, bu sebeple eski tarihli ve kadastro tespit tarihinden 15 - 20 yıl öncesine ait memleket haritalar, hava fotoğrafları ve tahdit belgeleri getirtilerek taşınmaz başında yapılacak keşifte tüm belgelerin yöntemince uygulanarak taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, davalı yararına zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne reddine, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda (B) ile işaretlenen kesiminin orman niteliği ile Hazine adına, (A) ile işaretlenen bölümünün tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Yasa uygulamalarına esas olmak üzere yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 29/01/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.