22. Hukuk Dairesi 2014/26841 E. , 2015/2026 K.
"İçtihat Metni".
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 2005 Ocak ayından itibaren asıl işveren ...Hastanesinde çeşitli taşeron şirketlerde çalışmaya başladığını, 2010 Ocak ayı itibariyle ücretin yaklaşık 300,00 TL kadar düşürüldüğünü, ...yayınladığı genelge gerekçe gösterilerek ücretlerini eksik aldığını ileri sürerek yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40"tan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı bakanlık vekili,... asıl işveren olmayıp, ihale makamı konumunda olduğunu, bu sebeple müvekkili kuruma husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin davacının gerçek işvereni olmadığını, ... ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin tarihinin 01.06.2010 olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin 2010 Ocak ayından itibaren sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hastane ile müvekkili şirket arasında yapılan ihale gereği, tüm çalışma şart ve koşullarının asıl işverence yani hastane tarafından belirlendiğini, davacının hastane işçisi olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, 2009 yılı Aralık ayında davacıya net 843,79 TL ücret ödenirken takip eden aylarda ücretlerin düşük ödendiği, davacının iddiasının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya 2010 yılı Ocak ayından itibaren ödenen aylık ücretinin önceki seneye göre az ödenmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi kapsamında geçerli olup olmadığıdır.
4857 sayılı Kanun"un "‘Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi” başlıklı 22. maddesinde iş yeri şartlarında yapılacak esaslı değişikliklerin yapılabilme şartları düzenlenmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 22. maddesinde: “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. îşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17. ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartları her zaman değiştirebilir. Çalışma şartlarıda değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” hükmünü içermektedir.
Madde metninde de açıkça "İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır".
4857 sayılı Kanun"un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır. Öte yandan 4857 sayılı İş Kanun"un 62. maddesinde, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi sebebiyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamayacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı Kanun"un 62. maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamıyacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamaması ile ilgilidir. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler. Zira işyerinin ekonomik şartları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için bunu kabul edebilir.
Dosyada, davacı ile yapılan iş sözleşmeleri bulunmamaktadır. Ücretin ilk düşürüldüğü iddia edilen 01.01.2010 tarihindeki yeni dönem çalışması ile ilgili davacının yazılı iş sözleşmesi yapıp yapmadığı araştırılarak, yaptığının tesbiti tesbiti halinde ücretin miktarı ile ilgili düzenleme olup olmadığı tesbit edilerek, karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.