Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/7048
Karar No: 2011/3323
Karar Tarihi: 09.06.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/7048 Esas 2011/3323 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu iptali ve tescil davası reddedildi. Davacı vekili, mevkii ve sınırları yazılı üç parça halinde ve 20 dönüm tahmini yüzölçümüne sahip taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini belirterek, tapu kaydının kısmen iptal edilerek müvekkili adına tescil edilmesini istedi. Davalı Hazine vekili, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu ve zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını savundu. Mahkeme, hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddine karar verdi. Ancak, davacının temyizi üzerine, Yargıtay, hak düşürücü sürenin uygulanamayacağına karar verdi. Çünkü, taşınmazın hükmen tescili Kadastro Kanunu'na değil, Hazine lehine kararla oluştu. Bu nedenle, davanın hak düşürücü süre gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değildi. Ancak, bazı parsellerin dava dışı şahıslar adına kayıtlı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğruydu. Diğer parseller bakımından ise, daha önce Hazine adına tescil edildiği belirtilen 2050 parselin, taşınmaz bölümlerinin niteliği, kazanım koşulları bakımından ve üzerinde başkalarının zilyet olmadığı noktasında güçlü delil teşkil ettiği kabul edildi. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi doğruydu. Davada TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine bakıldı.
8. Hukuk Dairesi         2010/7048 E.  ,  2011/3323 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.12.2009 gün ve 36/699 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı 3 parça halinde ve tahminen yirmi dönüm taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/ 79 Esas, 1993/433 Karar sayılı hükmüyle Hazine adına tescil edildiğini açıklayarak, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahallinde yapılan keşif sonrası teknik bilirkişilerin 26.1.2009 tarihli rapor ve krokilerine göre; uyuşmazlık konusu krokisinde A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün 615 ada 1, 2, 3 ve 616 ada 1 ; B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün 609 ada 1, 610 ada 3, 613 ada 3 ve 614 ada 1 ; C harfiyle gösterilen taşınmaz bölümününse 618 ada 1, 619 ada 3 ve 620 ada 1 parseller dahilinde bulunduğu saptanmıştır. Dava konusu taşınmaz bölümlerini kapsayan yukarıda numaraları yazılı 22.9.1999 tarihinde oluşan imar parsellerinin öncesi 2050 parseldir. 2050 parsel 15 hektar 3970,82 m2 yüzölçümüyle ve tarla vasfıyla hükmen 24.8.1999 tarihinde Hazine adına tescil edilmiştir. Dosya arasında mevcut bulunan 2050 parselin hükmen tesciline ilişkin 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/ 79 Esas ve 1993/ 433 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; niza konusu taşınmaz bölümlerinin kadastro çalışmalarında çalılık vasfıyla tespit dışı bırakıldığı, Hazinenin 30.1.1991 tarihinde Mehmet Sönmez ve bir kısım gerçek kişiye yönelttiği dava ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz bölümlerine davalıların işgal ederek ev ve bahçe olarak kullandıklarını belirtmek suretiyle elatmanın önlenilmesi ve yıkım ile Hazine adına tescile karar verilmesini talep ettiği; bir kısım davalıların karşılık davalar ile tescil talebinde bulundukları, yargılama sonucu uyuşmazlık konusu taşınmazların imar-ihyalarının tamamlanmadığı ve zilyetlik sürelerinin yeterli olmadığı gerekçesiyle şahısların açtıkları karşılık davaların reddine; Hazinenin açtığı davanın kabulü ile gerçek kişilerin el atmalarının önlenmesine ve Hazine adına tescile karar verildiği ve hükmün derecattan geçerek kesinleştiği belirlenmiştir.
    Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinin uygulanabilmesi için taşınmaz hakkında kadastro tutanağının düzenlenmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla hak düşürücü süre, hakkında kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazlar yanı tespitten önçe yapılan işlemler için öngörülmüştür. Oysa oluşan sicil kadastroca değil, Hazine lehine hükmen oluşmuştur. Bu durumda Kadastro Kanununun 12/3.maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Davanın bu gerekçeyle reddi doğru değildir. Ancak uyuşmazlık konusu 615 ada 1, 2 ve 618 ada 1 parseller dava dışı şahıslar adına kayıtlı bulunmaktadır. Belirtilen parsellere ilişkin davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken değişik gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de, söz konusu parseller açısından hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğrudur. Dava konusu taşınmaz bölümlerini kapsayan yukarıda ada ve parsel numaraları yazılı diğer imar parselleri bakımından ise; öncesi itibariyle hükmen tesciline karar verilen 2050 parselin 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve kesinleşen karar sonucu Hazine adına tescil edildiği, bu hükmün dava konusu taşınmaz bölümlerinin niteliği, kazanım koşulları bakımından ve üzerinde başkalarının zilyet olmadığı noktasında güçlü delil teşkil ettiği sabittir. Hazine adına tesciline ilişkin önceki davada davacının kocasının da taraf sıfatıyla yer aldığı bildirilmektedir. Dava konusu diğer parsellere ilişkin davanın da belirtilen nedenlerle reddi gerekirken, farklı nedenlerle reddi doğru değil ise de, bu parseller bakımından da red sonucu itibariyle doğrudur.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 09.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi