Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/20128
Karar No: 2015/29335
Karar Tarihi: 21.10.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/20128 Esas 2015/29335 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/20128 E.  ,  2015/29335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 12/08/2009 tarihi ile 16/08/2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde editörlük görevinde çalıştığını, müvekkilinin hiç bir gerekçe gösterilmeden 16/08/2013 tarihinde işten çıkarıldığını, davalı iş yerinde 30 dan fazla işçi çalıştırdığını iddia ederek davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 12/08/2009 tarihinde müvekkil şirketin bünyesinde çalışmaya başladığını, müvekkil şirket ile davacı arasındaki iş akdinin, davacı tarafın işten ayrılma talebinin müvekkil işverence kabul görmesi üzerine imzalanan ikale sözleşmesi ile sona erdirildiğini, müvekkil iş verenin sözleşme maddesinde belirlenen 25.523,65 TL tutarın davacıya eksiksiz olarak ödenmiş ve yükümlülüğün yerine getirildiğini, iş ilişkisinin müvekkil işverence yapılan fesih ile değil davacının talebi doğrultusunda ve talebine uygun şekilde mutabakat ile sonlandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, dava dosyasında delil olarak sunulan 12/08/2013 tarihli, insan kaynakları müdürlüğüne hitaben yazılan yazıda, davacının kanal yönetimi ile arasında çıkan fikir ayrılıkları ve pozisyonunun gerektirdiği görevleri yerine getirmede yaşadığı sıkıntılar nedeniyle görevinden ayrılmak istediğine dair istifa dilekçesi sunduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde dilekçedeki imzanın davacının el ürünü olduğu, yine davacının imzaladığı sulh ve ibranamede "çalışmaya başladım. 12/08/2009 tarihinden işten ayrıldığım 16/08/2013 tarihine kadar" demek suretiyle sulh ve ibrarnamede de işten ayrıldığını kabul ettiği, davacının eğitim durumu itibariyle istifa dilekçesinin sonuçlarını bilebilecek durumda olduğu, dava dilekçesinde de, istifa dilekçesinden bahsedilmediği gibi bu dilekçenin iradesi dışında alındığı yönünde bir iddiasının da bulunmadığı, hizmet akdinin davacının istifasıyla sonuçlandığı ve bu durumda işe iade davasının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız).
    İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gös­terilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. (Dairemizin 01.12.2008 gün ve 2008/6294 Esas, 2008/32601 Karar sayılı ilamı).
    Gerek işverenin geçerli sebebin varlığı gerekse işverenin gösterdiği sebep dışında bir sebeple dayandığı ileri sürülmesi durumunda bu vakıalar bir hukuki işlem olmadığından takdiri delillerle ispatı mümkündür.
    Somut uyuşmazlıkta, feshin kim tarafından gerçekleştiği uyuşmazlık konusudur.
    Davalı işveren, davacının istifa ettiğini ve iş akdinin bu nedenle düzenlenen ikale sözleşmesi ile sona erdiğini savunmuş, davacı ise iş akdinin feshi sırasında kendisine bazı belgeler imzalatıldığını iddia etmiş ve imza itirazında bulunmuştur. Yapılan imza incelemesi sonucu dosya arasında bulunan ikale sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Davacının iş akdinin feshi sırasında kendisine bazı belgeler imzalatıldığı yönündeki iddiası ve bu belgelerden olduğu davalı tarafça savunulan ikale sözleşmesindeki imzanın davacıya ait çıkmaması, istifa etmesine rağmen davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin yapılması ve işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış sebebi olarak kod 4 ( Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi ) bildirilmesi karşısında dosya arasında bulunan matbu istifa dilekçesinin de fesih sırasında davacıya imzalatılan belgelerden olduğu ve feshin işveren tarafından gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    Sonuç:
    Yukarıda belirtilen sebeplerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
    3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
    5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 496.35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 21.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi