14. Hukuk Dairesi 2014/8512 E. , 2014/12918 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.09.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; bir kısım davalılar yönünden husumet nedeniyle reddine diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 31.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu 115 ada 641 parsel ve 116 mada 652 parsel sayılı taşınmazların ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre dava konusu 115 ada 641 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Dava konusu 116 ada 652 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli
ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan 3194 sayılı İmar Kanunu ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. Belediyeler veya İl İdare Kurullarınca onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince;
642 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 652 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda paydaş sayısının 10 kişi olduğu bu nedenle aynen taksimin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de dosya içerisindeki tapu kaydına göre bu taşınmazda üç paydaşın bulunduğu görülmektedir. Mahkemece tapu kaydındaki paydaş sayısı ve taşınmazın niteliği ve yüz ölçümü dikkate alınarak bilirkişiden aynen taksimin mümkün olup olmadığı hususunda ek rapor alınarak ve yukarıdaki ilkelere uygun inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."un diğer temyiz itirazlarının reddi ile 115 ada 641 parsel yönünden hükmün ONANMASINA, onanan kısım için taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 2 numaralı bent uyarınca 116 ada 652 parsel yönünden hükmün BOZULMASINA, 17.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.