8. Hukuk Dairesi 2016/9798 E. , 2019/4784 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI(3.Kişi) : Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş.
DAVALI(Alacaklı) :
(Borçlu) :
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, 23.06.2015 tarihinde haczedilen bantlama makinesinin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, 29.08.2013 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi uyarınca borçlu şirkete kiralandığını öne sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, müvekkili şirketin taraf sıfatı bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca mahcuz ile Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malın aynı olduğu, Finansal Kiralama Sözleşmelerinin özel sicile tesciline ilişkin usul ve esaslar hakkındaki genelgenin 09.02.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu, bu tarihten önce imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesinin tesciline gerek olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1.Davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargıtayın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Somut olayda borçlu şirkete İİK"nin 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmemiş ise de eldeki dava tarihinden önce 06.07.2015 tarihinde vekili aracılığı ile takip dosyasına ibraz ettiği dilekçesinde, mahcuzun Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında üçüncü kişi şirkete ait olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. O halde, borçlunun, davacı üçüncü kişi ...nin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenmiş olduğundan davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir.
Davada husumet ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir
Bu durumda Mahkemece, dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilen borçlu hakkında taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde borçlu hakkında esasa ve aleyhine olacak şekilde yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında imzalanan 29.08.2013 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesinin tarihi dikkate alındığında, somut olayda 6361 sayılı Kanun’un uygulanması gerekir.
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu"nun 22/1-2. maddesinde "...kendilerine mahsus özel sicili bulunan taşınır mallara dair sözleşmeler bu malların kayıtlı oldukları sicile tescil ve şerh olunur ve kiralayan tarafından ayrıca Birliğe bildirilir. Özel bir sicile kayıtlı olmayan taşınır mallara ilişkin sözleşmeler Birlik tarafından tutulacak özel sicile tescil edilir.... " hükmünün, Geçici 3. maddesinin/3-4 fıkralarında ise " Bu Kanun hükümleri uyarınca Birlik tarafından tutulan özel sicile tescil edilecek sözleşmelerin tescilinde 22"nci madde uyarınca tescile ilişkin usul ve esaslar belirlenene kadar bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı Kanun"un tescile ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Birlik kuruluncaya kadar 21"inci madde uyarınca yapılacak finansal kiralama sözleşmelerinin tescilinde bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı Kanun"un ilgili hükmünün uygulanmasına devam olunur." hükmünün düzenlendiği, anılan kanunun 22. maddesi uyarınca tescile ilişkin usul ve esasların 09.02.2015 tarihli Genelge ile belirlendiği, bu durumda 6361 sayılı Kanun"un Geçici 3. madesinin 3. fıkrasının yollaması ile eldeki davaya konu Finansal Kiralama Sözleşmesinin tescili hususunda yürürlükten kaldırılan 3226 sayılı Kanun"un ilgili maddesinin uygulanması gerektiği tespit edilmiştir.
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu"nun 8/1.maddesine göre ise; finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması, sözleşmenin geçerlilik koşuludur. Aynı fıkranın 2. cümlesine göre de, taşınır mala dair sözleşmelerin, kiracının ikametgahı noterliğinde mevcut özel siciline tescil edilmesi gerekir.
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu"nun gerek finansal kiralama sözleşmesinin şekli ve sözleşmeye aleniyet kazandırılması amacına yönelik özel sicile tesciline dair 8.maddesi kamu düzenine ilişkin olup, finansal kiralama sözleşmesinin, noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde mevcut özel sicile tescil edilip edilmediği re’sen araştırılacak konulardandır (Hukuk Genel Kurulu’nun 22.10.2008 tarihli ve 2008/21-535 Esas, 2008/586 Karar sayılı kararı).
O halde Mahkemece, öncelikle 3226 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi koşullarında bir finansal kiralama sözleşmesinin olup olmadığı ve kiracının ikametgahı noterliğinde mevcut özel sicile tescil edilip edilmediği araştırılıp, geçerli bir Finansal Kiralama Sözleşmesinin varlığı halinde iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek istek hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin ve davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 08.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.