10. Hukuk Dairesi 2014/26893 E. , 2015/2235 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının murisi ...’nın hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
23.08.2006-01.11.2006 tarihleri arasında dava dışı farklı işverene ait işyerinden davalı Kuruma sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen ...’nın murisi davacının istemi 23.08.2006-31.12.2006 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde hizmet akdine tabi gece bekçisi olarak geçen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada, 23.08.2006-01.11.2006 dönemine yönelik talep hukuki yarar yokluğundan, 23.12.2006-31.12.2006 dönemine yönelik talep reddedilip 02.11.2006-22.12.2006 tarihleri arasındaki süre hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup anlaşılacağı üzere çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden bu maddeyle getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Buna göre; ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Bununla birlikte önemle vurgulanmalıdır ki değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Belirtilmelidir ki, uygulama yapılırken, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak 5 yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
1) Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde, dava konusu dönemde farklı işyerinden Kuruma bildirilen davacı çalışmalarının gerçekliği araştırılmalı, dava konusu dönemde işyeri devri yada işverenler arasında organik bağ bulunması, başka bir deyişle kesintisiz çalışma söz konusu olması durumunda davalı işyerinden ilk işe giriş bildirgesi verilmesinden önceki çalışmalar yönünden hak düşürücü sürenin, çalışmanın sona erdiği yılın sonundan başlayacağı gözetilmeli, tespiti istenen dönemde davalı işyerinde Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmeli, bu araştırmadan elde edilecek sonuca göre de hak düşürücü sürenin geçip geçmediği belirlenmelidir.
2) Kabule göre de, 23.08.2006-01.11.2006 tarihleri arasında dava dışı farklı işverene ait işyerinden davalı Kuruma sigortalılık bildirimleri gerçekleştirilen ...’nın kuruma bildirilen bu çalışmaları nedeniyle davanın bu dönem yönünden ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi de isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum ve davacı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 13.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.