18. Ceza Dairesi Esas No: 2016/13083 Karar No: 2016/15971 Karar Tarihi: 17.10.2016
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/13083 Esas 2016/15971 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın tehdit ve hakaret suçlarından aldığı para cezaları hakkında verilen karar, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozuldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı inceleyerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına dair bir karar verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ancak hakimin takdirine ait fiili sorunlardan dolayı kanun yararına bozma yoluna gidilemedi ve istem reddedildi. Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 125/2, 43/1, 106/1-2. cümle ve 52/2 maddelerine atıfta bulunuldu. 125/2. maddesi, kişinin bir başkasına zarar vermeye yönelik tehdit içeren davranışlarını suç sayarken, 43/1. maddesi hakaret suçu ile ilgili hükümler içermektedir. 106/1-2. cümle ise, fiilin bir suç unsurunu oluşturduğu zaman kişinin zan altında olması hali ile ilgilidir. Son olarak, 52/2. madde de, suçun fail tarafından işlenmesi halinde verilecek olan adli para cezalarını belirlemektedir.
18. Ceza Dairesi 2016/13083 E. , 2016/15971 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun"un 125/2, 43/1, 106/1-2. cümle, 52/2 (iki kez), maddeleri uyarınca 2.240,00 ve 600,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2015 tarihli ve 2014/1764 esas, 2015/207 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/12/2015 gün ve 398610 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1764 esas sayılı dosyasında suç tarihinin 30/10/2014-04/11/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/11/2014 olduğu, sanığın katılanın kendisine 30/10/2014 tarihinde hakaret ettiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine katılan hakkında hakaret suçundan kamu davası açıldığı ve yargılamanın ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1754 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, anılan her iki dosyada eylemlerin karşılıklı işlenmesi karşısında dosyaların birleştirilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Hakimin kanaat ve takdirine ait fiili sorunlardan dolayı olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği, tebliğnamede ileri sürülen hususun da bu kapsamda olduğunun anlaşılması karşısında; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 17.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.