Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/679 Esas 2016/15969 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/679
Karar No: 2016/15969
Karar Tarihi: 17.10.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/679 Esas 2016/15969 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıkın hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği ancak cezanın TCK'nın ilgili maddelerine uygun şekilde belirlenmediği gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma istemiyle dava dosyasının incelendiği belirtiliyor. Dosyanın incelenmesi sonucu, hakaret suçu için belirlenen adli para cezasının TCK'nın ilgili maddelerine uygun olarak belirlenmediği ve lehe kanun değerlendirmesi yapılırken önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilerek kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağına karar verilmesi isteniyor.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 43/1 ve 52/2. maddeleri
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesi
- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi ve 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile eklenen 9. fıkrası.
18. Ceza Dairesi         2016/679 E.  ,  2016/15969 K.

    "İçtihat Metni"


    Hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 43/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.110,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... (...) 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/09/2007 tarihli ve 2002/444 esas, 2007/780 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 11/02/2016 gün ve 2016/46942 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; lehe kanun değerlendirilmesi yapılırken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. madde ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme;
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
    "1- İnceleme konusu dosya kapsamıında, sanık ... ile birlikte sanık ..."nın da hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmesine karşın, hüküm gerekçesinde sanık ... hakkında kurulan mahkumiyete dair 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. madde ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesine uygun şekilde lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 125. maddesinde “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır…..” anılan Kanun’un 61. maddesine, 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile eklenen 9. fıkrasında ise “Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.” hükümleri yer almasına karşın, sanık ... hakkında hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca, temel cezanın 30 gün karşılığı adli para cezası üzerinden belirlenmesi suretiyle, Kanunda belirtilen sınırların altında hüküm kurulması,”
    hususlarında hukuka aykırılıklar tespit edilmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılıklar nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 17.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.