Esas No: 2016/10907
Karar No: 2021/910
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/10907 Esas 2021/910 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/10907
Karar No : 2021/910
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım taşınmaz satışlarını kayıt ve beyan dışı tuttuğundan bahisle, takdir komisyonu kararları ile belirlenen matrahlar üzerinden re'sen tarh edilen 2008/2 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının beyan dışı kalan satış tutarlarının takdiri için 09/10/2013 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği ve 01/12/2014 tarihinde de takdir komisyonu kararının aldığı, buna göre, matrah takdirinin davacının takdir komisyonuna sevkinin üzerinden bir yıllık süre geçirildikten sonra yapıldığı, Anayasa Mahkemesinin E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararında belirtilen bir yıllık süre, sadece zamanaşımının duracağı süreye ilişkin olmayıp söz konusu bir yılı aynı zamanda takdir komisyonunun matrah takdiri için kullanabileceği azami süre olarak kabul etmenin mükelleflere hukuki güvence sağlayan belirlilik ilkesinin gereği olduğu, bu sürenin sadece bir yıllık kısmının zamanaşımını durduracağının kabul edilmesi, Anayasa Mahkemesin kararında sözü edilen ve eleştirilen idarenin öngörülemeyen keyfiliğini doğuracağı, bu nedenle, takdir komisyonu kararı bir yıllık azami süre aşılarak alındığından, sözkonusu idari işlemin şekil yönünden hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz." denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re'sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2008 yılına ilişkin katma değer vergisi matrahlarının re'sen takdiri için 09/10/2013 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 01/12/2014 tarihli takdir komisyonu kararlarıyla matrah takdirinin yapıldığı ve cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin takdir komisyonunda geçen bir yıllık sürenin sonundan itibaren işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresi içerisinde 24/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 2008 yılına ilişkin olarak 31/12/2013 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 09/10/2013 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durdurduğu ve cezalı tarhiyatlara ilişkin düzenlenen ihbarnamelerin tarh zamanaşımı süresi dolmadan davacıya tebliğ edildiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, belirtilen gerekçeyle verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.