19. Hukuk Dairesi 2018/3711 E. , 2020/839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalı aleyhine senede dayalı olarak başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının senetlerin bir kısmını keşideci bir kısmını da avalist olarak imzaladığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, senetlerin bono vasfını yitirdiğini, 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 1 yıl içinde de sebepsiz zenginleşme davası açılmadığını, asıl borçlunun ... olduğunu, kendisinin avalist olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Asliye hukuk mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karar, Dairemizin 2016/2110 esas, 2016/10872 karar sayılı ve 16.06.2016 tarihli kararı ile “Dava, kambiyo senetlerine (bono) dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Dava tarihi itibariyle görev hususunun re’sen gözetilerek dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeni ile usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmesi gerekirken davanın esası hakkında hüküm tesisi isabetsizdir. ” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği Asliye Ticaret Mahkemesince, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de takibin kambiyo senetlerine özgü icra takibi olmayıp ilamsız icra takibi olduğundan 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, alacağın aradaki satıma dayalı ilişki nedeniyle genel hükümlere göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dinlenen tanık beyanları ve davalının yargılama sürecindeki beyanlarından da anlaşıldığı üzere davacı ile davalı arasında dükkan satışına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacının ...’tan kiralayıp işlettiği dükkanı ... ile birlikte ... ve ...’ya 12.000,00 TL’ye devrettiği, devir bedeli olarak da takibe konu davalının asıl borçlu ya da avalist olduğu bonoların alındığı, bu hususun her iki taraf tanık beyanları ile doğrulandığı, davalının ödemeye ilişkin belge ibraz edemediği, ancak davalı adına başlatılan icra takibi ekinde 01.01.2007 tanzim 21.02.2008 vade tarihli 500,00 TL bedelli senedin olmadığının anlaşıldığı, İİK. 61. maddeye göre takibe konu tüm belgelerin takibe eklenmesi ve karşı tarafa tebliğ edilmesi gerektiği, geçerli takip işleminin 11.500,00 TL üzerinden yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin 11.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının ihtar ya da ihbarla temerrüte düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faiz talebinin reddine, alacak likit olup haksız olan davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 9 adet zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasıdır. Mahkemece davacı tarafından takip dayanağı yapılan 9 adet zamanaşımına uğramış bonodan davacı alacaklı tarafından ibraz edilmiş 8 adedinin toplamı üzerinden tanık da dinlenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, takip dayanağı olup mahkemeye ibraz edilen ve hükme esas alınan 8 adet bononun 3’ünde keşideci 5’inde avalisttir. Davalının ... olduğu bonolar 3 yıllık zamanaşımı dolunca kambiyo vasfını kaybetmiş olup, avalistin sorumluluğu sona ermiştir. Bu itibarla davalının ... olduğu 5 adet bono nedeniyle avaliste karşı temel ilişkiye dayalı talepte bulunulması mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece sadece davalının keşideci olduğu 3 adet bono toplamı üzerinden davanın kabulüne, davalının avalist olduğu diğer 5 adet bono hakkında ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken 8 adet bononun toplamı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.