18. Ceza Dairesi 2016/13721 E. , 2016/15966 K.
"İçtihat Metni"
İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/02/2016 tarihli ve 2015/7328 soruşturma, 2016/130 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin ... Sulh Ceza Hakimliğinin 26/02/2016 tarihli ve 2016/1126 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2016 gün ve 231672 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki ile avukat bürosuna görüşmeye gelen şüpheliler arasında çıkan tartışma sırasında, müştekinin bürosundan ayrılmalarını istemesine rağmen şüphelilerin bürodan çıkmadıkları, bu durumun şüphelilerin, müştekinin kendilerine hitaben "eşşek gibi buradan çıkcaksınız" dediği yönündeki beyanlarından da anlaşıldığı, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunun, rıza dışında işyerine girme yada rıza ile girdikten sonra çıkmamak şeklinde gerçekleştirilebileceği ve taraflar arasında yaşanan tartışma, müştekinin gözlüğünün kırılması ile müşteki tarafça 155 polis imdat hattı aranarak polis çağrılması şeklinde gelişen olayda, meşru bir amaçtan, hukuka uygun bir davranıştan söz edilemeyeceği, eylemin kişilerin haklarını ihlal edici nitelikte bulunduğu, bu şekilde şüphelilerin işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu işledikleri anlaşılmakla, delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuki değerlendirme;
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; şüphelilerin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu işlediğine dair müştekinin somut fiil isnadı içermeyen, iddia edilen suçun işlendiğini göstermeye elverişli yeterlilikte olmayan beyanları dışında kamu davası açmayı gerektirir nitelikte delil bulunmadığı, şüphelilerin , müşteki avukat ile boşanma davası hususunda konuşmak için büroya gittikleri, herhangi bir gayri meşru amaca yönelik hareket tespit edilemediği, müştekinin, şüphelilere bürodan çıkmaları hususunda söz söylemesi üzerine , 155 polis imdat hattının müşteki tarafından aranmasının, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun gerçekleştiğine dair delil oluşturmadığı, bu suretle itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 17.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.