Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/13718
Karar No: 2016/15965
Karar Tarihi: 17.10.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/13718 Esas 2016/15965 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, Kurtalan Kaymakamlık'ta yapılan yardımların yetersiz olduğunu söyleyerek \"lanetli devlet bana yardım etmiyor\" şeklinde hakaret içeren sözler söylediği gerekçesiyle hakaret suçundan mahkum edilmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında suç olup olmadığının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Hakaret suçunun oluşabilmesi için kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide eden somut bir fiil veya olgu isnat etmesi veya sövmesi gerektiği vurgulanmıştır. Somut olayda, sanığın söylediği sözlerin \"devletin\", \"adalet teşkilatının\" veya \"emniyet teşkilatının\" bütününü kapsar bir ifade olmadığından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında suç oluşturmadığına hükmedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125. ve 301. maddeleri.
18. Ceza Dairesi         2016/13718 E.  ,  2016/15965 K.

    "İçtihat Metni"


    Hakaret suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1,125/3-son, 62/1 ve 52/2.maddeleri uyarınca 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/61 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2016 gün ve 229681 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın Kurtalan Kaymakamlık makamında yapılan yardımların yetersiz olması nedeniyle “lanetli devlet bana yardım etmiyor” şeklinde sözler söylediğinden bahisle Kurtalan Kaymakamının mağdur olarak kabul edilerek kamu görevlisine hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi kapsamında suçu oluşturup oluşturmayacağının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuki değerlendirme;
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
    5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
    Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
    TCK"nın 301.maddesinde;“(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
    (3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
    (4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.” hükmü yer almaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2008/4-170 esas ve 2008/220 karar sayılı içtihadında; “ “ben böyle devletin, böyle emniyetin, böyle adaletin a…..a koyarım” sözlerine gelince; burada kastedilen ve kendisinden rahatsızlık duyulan, kurum olarak “devletin”, “emniyet teşkilatının” veya “adalet teşkilatının” bizatihi kendisi değil, mağdur polis memurları tarafından kamu görevlisi sıfatıyla ifa edilmeye çalışılan kamu görevidir, bu anlamda sinkaflı sözler de sonuç olarak “devlete, emniyet teşkilatına veya adalet teşkilatına” yönelik olarak değil, o sırada muhatap durumda olan mağdur polis memurlarına yönelik olarak söylenmiştir, başka bir açıdan bakıldığında da; ortalık yerde açıklanan şekilde icra edilen sövme fiili, mevcut pozisyon itibarıyla o sırada devlet otoritesini hakim kılmaya çalışan mağdur polis memurlarını vatandaş karşısında incitecek, küçük düşürecek ve mağdurların bu sözlerden alınmalarını gerektirecek niteliktedir. Başka bir deyişle, hakaret içeren sözler “devletin”, “adalet teşkilatının” veya “emniyet teşkilatının” bütününü kapsar bir ifade ile dile getirilmediği gibi, bu kasıtla söylendiğine ilişkin bir delil de bulunmadığından 5237 sayılı TCY.nın 301. maddesindeki suçun unsurları oluşmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
    İncelenen somut olayda; olay günü sanığın, mağdur kaymakam ..."ndan yardım talebinde bulunduğu, mağdur tarafından sanığa yazılı dilekçe ile başvurması gerektiğinin bildirildiği, bu esnada sanığın mağdura "lanetli devlet bana yardım etmiyor" şeklinde sözler söylediği anlaşılmıştır.
    Bu suretle; hakaret içeren sözler “devletin”, “adalet teşkilatının” veya “emniyet teşkilatının” bütününü kapsar bir ifade ile dile getirilmediği gibi, bu kasıtla söylendiğine ilişkin bir delil de bulunmadığından 5237 sayılı TCY.nın 301. maddesindeki suçun unsurları oluşmamıştır.
    Sonuç ve Karar;
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMk"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 17.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi