Esas No: 2018/4078
Karar No: 2021/840
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 8. Daire 2018/4078 Esas 2021/840 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4078
Karar No : 2021/840
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği Defterdarlık … Yakası … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Varisleri
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesinde bulunan …-… sayılı parseller ile … ada … ve …parsel sayılı, …ada … ve … parsel sayılı taşınmazların 6292 Sayılı Kanun kapsamında bedelsiz iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddedilmesine ilişkin … tarih ve …, …, …, …, … sayılı işlemler ile … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi ile, 3. kişiler adına tapuda kayıtlı olup orman vasfında iken Hazinece orman alanı dışarısına çıkarılarak Hazinenin mülkiyetine geçirilen yerler için ilgililerin başvurmaları ve hak sahipliklerini ispatlamaları halinde bu taşınmazların tapuda eskiden malik görülenlere iade edileceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu taşınmazların da, öncesinde tapusu mevcut olmasına rağmen söz konusu tapu dikkate alınmaksızın orman vasfından çıktığından bahisle idari bir tasarruf ile Hazinenin mülkiyetine geçtiği, bu durumda davacının 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca hak sahibi olduğu anlaşıldığından bu yöndeki başvurularının reddine dair dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlem usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge idare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Taşınmazların bulunduğu alan ilk olarak 1944 yılında 3116 sayılı Kanun kapsamında orman sınırları içerisine alınarak Göztepe Devlet Ormanı olarak tapuya tescil edildiği, bu ormana komşu olan ve tapuda … tarih, … nolu kayıtlı olan taşınmaz, alım satımlarla birkaç kez el değiştirerek en son … tarih … nolu kayıtta 87100 m2 yüzölçümü ile … adına kayıtlı iken … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucu yüzölçümü 215.160 m2'ye çıkarıldığı ve aynı şahıs adına … tarih ve … Cilt … nolu sırada tapuya kaydedildiği, daha sonra bu taşınmaz maliklerinin talebi üzerine Anadolu Fen Amirliğince yapılan parselasyon işlemi sonucunda … parsele ifraz edildiği ve yola terki sonrası kalan kısımların … ile … ada numaraları arasında parsellenerek tapuya kaydedildiği, bu parselasyon işleminden sonra yeni oluşan bu taşınmazların birçok kez alım satıma konu olduğu, parselasyon sonrası oluşan taşınmazlardan yaklaşık yarıya yakınının Göztepe Devlet Ormanı kapsamı içerisinde kaldığı ve dolayısıyla mükerrer tapu kayıtlarının oluştuğu görülmüştür.
Bölgede 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Göztepe Devlet Ormanı zabıt kaydındaki miktarı üzerinden sınırlandırılarak … parsel numarası ile tapu kütüğüne orman vasfıyla tescil edildiği, bu kadastro çalışmasından sonra da orman sınırları içerisinde kalan ancak zabıt kayıtlarında yer alan parsellerin alım satım işlemlerinin devam ettiği, daha sonra yapılan orman kadastrosu sonrası 6831 sayılı yasanın 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesine göre Göztepe Devlet Ormanının inceleme konusu taşınmazların da bulunduğu kısmının orman sınırları dışarısına çıkarıldığı, bu çıkarma işleminden sonra bölgede tekrar arazi kadastrosu çalışmaları yapılarak taşınmazlara …'den …'ya kadar parsel numarası verildiği ve 1744 sayılı Kanunda yer alan "orman sınırları dışarısına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder" hükmü uyarınca kadastro ekipleri tespitleri tarafından eski kayıt malikleri adına tespit edildiği, yapılan tespit işlemlerine Hazinece itiraz edilmesi üzerine kadastro mahkemelerinde parsel bazında görülen davalar sonucunda yapılan kadastronun ikinci bir kadastro olduğu, kanun gereği aynı taşınmazlar için ikinci bir kadastro yapılamayacağı gerekçesiyle yapılan kadastronun yok hükmünde olduğu yönünde kararlar verildiği ve tescil yönünden de görevsizlik kararı verilerek dava dosyalarının Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderildiği anlaşılmıştır.
İnceleme konusu taşınmazlar için Hazine tarafından Asliye Hukuk Mahkemelerinde tescil davaları açıldığı ve bu davalarda mahkemelerin Hazinenin tescil taleplerini reddettiği ancak, davalı adına da tescile karar vermediği, dava konusu parsellerin kadastro tespitleri daha önceden ikinci kadastro olduğu gerekçesiyle kadastro mahkemesi tarafından iptal edildiğinden ve şahıs adına Asliye Hukuk Mahkemelerinde tescil yönünde karar verilmediğinden anılan parsellerin malik hanelerinin açık bırakıldığı, bu şekilde malik hanesi açık bulunan ve tapuya tescil imkanları olmayan taşınmazların kapsadığı alanlarda daha sonra 2924 sayılı Kanuna göre yapılan kullanım kadastrosu çalışmalarında kadastro ekibinin yeni ada ve parsel numaraları altında Hazine adına tespitlerde bulundukları görülmüş olup, inceleme konusu taşınmazlardan … ada … ve … parseller ile … ada …ve … parsellerin bu şekilde oluştuğu, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülen davalarda önceleri Hazinenin tescil talepleri reddedilirken daha sonraki tarihlerde açılan davalarda Yargıtay 1 Hukuk Dairesinin 1990/13380 Esas, 1990/12793 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1990/6150 Esas, 1993/422 Karar sayılı ilamı nedeniyle görüş değiştirerek davaların Hazine lehine sonuçlandığı, her iki mahkeme kararında da dava konusu taşınmazların evveliyatı tapu kaydının doğu sınırının orman olduğu ve bu sınırın sabit olmadığı, mahkeme kararıyla yüzölçümünün 82.710 m²'den 215.160 m²'ye çıkarılmasının davada Hazine taraf olmadığından Hâzineyi bağlamayacağı, iki karar arasındaki farkın ise şahıs tapusunun doğu sınırına çizilecek sabit hattın yeri ile ilgili olduğu ve sonuç olarak sınırın sabit olmadığı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince eski tapu kaydının ilk miktarı olan 82.710 m² kadar yerin tapusuna değer verilmesi gerektiğine karar verildiği, Defterdarlık Uzmanı tarafından yapılan inceleme üzerine hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda ise dava konusu taşınmazların ise Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin belirlemiş olduğu sınırın doğusunda kaldığı tespitine yer verildiği görülmüştür.
Dava konusu taşınmazların, 1983 yılında eski maliki …'dan satın alınıp davacıların murisleri … adına tescil edildiği, Hazine tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Esas, … Esas sayılı dosyaları ile dava konusu taşınmazların orman sınırı içerisinde kaldığı ileri sürülerek tapu iptal ve tescil davası açıldığı, bu davaların reddedildiği ve kesinleştiği, sonrasında 1998 yılında taşınmazların 2/B kapsamına alındığı ve hazine adına tescil edildiği, davacıların 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Yasa'nın 6. maddesi kapsamında Hazineye başvurarak murislerinden adlarına intikal eden ve tapusu iptal edilen dava konusu taşınmazlar için bedelsiz iade talebinde bulunduğu, söz konusu başvurunun 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında iade edilecek taşınmazlardan olmadığı ileri sürülerek reddedilmesine ilişkin … tarih ve …, …, …, …, … sayılı işlemler ile … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmü yer almaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun "Yolsuz Tescilde" başlıklı 1025. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda söz edilen 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca bir taşınmazın iade edilebilecek taşınmazlardan olabilmesi için ilk önce; ilgiler adına tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulmuş bir tapunun olması ve bu tapunun hukuken geçerli ve usulüne uygun olarak oluşturulmuş olması gerekmektedir. Zira Türk Medeni Kanununun kabul ettiği sisteme göre tapuya tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tesciller, yolsuz tescil niteliğinde olup, sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. Daha sonra ise usulüne uygun olarak tapusu düzenlenmiş olan taşınmazların, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak tapu kütüğüne 2/A veya 2/B belirtmesinin konulması gerekmektedir. Belirtilen şartları taşıyan taşınmaz sahipleri, tapularında bulunan bu şerhin idarece kaldırılması istemiyle başvuruda bulunmaları üzerine idarece bu belirtmeler kaldırılır.
Yine aynı maddeye göre, bu belirtmelerin bulunduğu taşınmazlar hakkında, ilgilileri tarafından hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların iade kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve taşınmaz orman niteliğinde iken adlarına tapu düzenlenen, daha sonra ise Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların ise, Anayasa'nın 169. maddesi gereği ormanların mülk edinilemeyeceği hüküm altına alındığından yapılan tescillerin yolsuz tescil niteliğinde olması ve yolsuz tescilin sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaması nedeniyle 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca iade edilecek taşınmazlar kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında bulunmadığından, 345 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliğinin "İade edilecek taşınmazlar" başlığını taşıyan 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan (karşılığında daha önce taşınmaz verilen ya da bedel ödenenler ile mahkemelerce verilen kararlara göre tazminat ödenenler hariç), taşınmazlardan açılan davalar sonucunda mahkemelerce kişiler adına olan tapuları iptal edilerek; orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edilenler ilgililerine iade edileceği hükmünün, 05.11.2013 gün ve 28812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliğinde (Sıra No: 345)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin (Sıra No:359) 1. Maddesi ile, 04.07.2012 gün ve 28343 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No:345)'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "orman vasfıyla tapuda hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan" ibaresi yürürlükten kaldırılmış olup; 359 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliği'n bu tümceyi yürürlükten kaldıran hükmünün iptali için açılan davada ise, Dairemizin 17/04/2018 tarih ve E: 2014/4794, K:2018/2155 sayılı kararı ile, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin kapsamını genişleten kuralın yürürlükten kaldırılması amacıyla tesis edilen dava konusu Milli Emlak Genel Tebliğinin, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin gereği gibi uygulanmasına yönelik olduğu anlaşıldığından, hukuk devleti ilkesine, kanuni idare ilkesine ve normlar hiyararşisine aykırılık taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazların bulunduğu 87100 m2 yüzölçümlü parsel … adına kayıtlı iken … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucu yüzölçümünün 215.160 m²'ye çıkarıldığı ve aynı şahıs adına tapuya kaydedildiği, yapılan parselasyon işlemi sonrası taşınmazların şahıslar adına kaydedildiği, 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Göztepe Devlet Ormanı zabıt kaydındaki miktarı üzerinden sınırlandırılarak tapu kütüğüne orman vasfıyla tescil edildiği, bu kadastro çalışmasından sonra da orman sınırları içerisinde kalan parsellerin alım satım işlemlerinin devam ettiği, daha sonra yapılan orman kadastrosu sonrası 6831 sayılı yasanın 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesine göre Göztepe Devlet Ormanının iadesi talep edilen taşınmazların da bulunduğu kısmının orman sınırları dışarısına çıkarıldığı, bu çıkarma işleminden sonra bölgede tekrar arazi kadastrosu çalışmaları yapılarak taşınmazların kadastro ekipleri tarafından eski kayıt malikleri adına tespit edildiği, kadastro mahkemelerinde açılan davalarda yapılan bu kadastronun ikinci kadastro olup yapılan kadastronun yok hükmünde olduğu yönünde kararlar verildiği anlaşılmış olup, hata ile ikinci kere kadastrosunun yapılarak yolsuz olarak sicil oluşturulduğu, bu tescilin ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.K.’nun 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı açıktır.
Orman sınırları içinde kalan ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde tapu ve iskan kayıtlarına değer verileceğini öngören 3402 Sayılı Kanunun 45. maddesi hükümlerinin Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün, 1987/31-13 ve 14.03.1989 gün 1988/35-13, 13.06.1989 gün, 1989/7-25 sayılı kararlarıyla iptal edildiği ve T.M.K.’nın 1026. (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı açık olup, bu tür kayıtlarda T.M.K.'nun 1023. (E.M.Y.931 - İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da hukuken uygulama olanağı yoktur.
Öte yandan, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki düzenlemelere göre iade edilecek taşınmazların; hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazlar olduğu, uyuşmazlıkta ise önceki kayıt maliklerinin tapu iptal gerekçelerinin 2/B olmadığı ve evveliyatı orman tahdit hudutları içinde olan ve 3116 sayılı Kanun uyarınca Devlet ormanı olarak Hazine adına tescil edilen bir yerin eski tapu kaydına dayandırılarak kadastro tespiti suretiyle evvelki malikleri adına (mükerrer) tapu tesis edilmesinin hukuki değer ifade etmediğinden, taşınmaz 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmamaktadır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmayan taşınmazın bedelsiz iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.