Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17275
Karar No: 2014/17698
Karar Tarihi: 18.09.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/17275 Esas 2014/17698 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/17275 E.  ,  2014/17698 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 07/05/2014
    NUMARASI : 2013/789-2014/347

    Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı tarihin Türkiye"de sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitine, 01/07/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2) Dava, davacının Almanya’da sigortaya giriş tarihi olan 03.08.1983 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile 5510 sayılı Kanun"un 4/1-(a) bendi kapsamında 01.07.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 03.08.1983 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine, yaşlılık aylığı isteminin kesin dönüş koşulu oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
    3201 sayılı Kanun’un 6/A-(a) bendine göre bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması şarttır. Kanun’un 6/B fıkrasının 1.cümlesine göre bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.
    Kesin dönüş kavramının tanımı Yönetmelik"in "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde yapılmıştır. Buna göre kesin dönüş; aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder. Bu tanımda geçen sosyal sigorta ödeneği deyiminden; çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ikamete dayalı ödenekler, sosyal yardım ödeneği deyiminden ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmalıdır.
    Yurda kesin dönüş, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini burada sağlamak üzere Türkiye’ye dönüş yapmalarını ifade eder. Kısaca, “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi”dir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.1997 gün ve 1997/10-588-857 E.K ve 1998/10-645 E. 1999-237 K.)
    Yurda kesin dönüş koşulu borçlanma yoluyla aylık talebinde bulunanların tümü için geçerli olup evli olsun yada olmasın yurt dışında ev kadını olarak bulunan Türk vatandaşlarının da aylık tahsisi için yurda kesin dönüş yapmaları gerekir. Bu konuda kanun koyucu tarafından ev kadınları yararına herhangi bir ayırıma gidilmemiştir.
    Yurt dışında işçi sıfatıyla çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkisini bitirmeden geçici sürelerle yurda giriş yapmak ve yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşlarından yardım almak kesin dönüş yapıldığı anlamına gelmez. Sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihinde yurt dışında bulunması aylık talep etmesine engel olmadığı gibi yurt dışında bulunmak tek başına yurda kesin dönüş yapılmadığı anlamına gelmez.
    Yurt dışında yaşlılık veya maluliyet aylığı bağlanması, çalışma ve sigortalı ilişkisinin sona erdiğini gösterdiğinden kesin dönüşe karinedir. İşçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici işgöremezlik ve benzeri çalışmaya veya sigortalılığa dayalı yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığı kabul edilmelidir.
    İkamet şartına bağlı olmayan sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği kesin dönüşe engel değildir.
    Yurda kesin dönüş koşulunun aylık bağlanırken Kurumca, yargılamada ise mahkemece re"sen araştırılması gerekir. 3201 sayılı Kanun"un 6.maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların beyanlarına bağlı kalınmaksızın, resmi kayıtlar doğrultusunda, resen araştırılarak, irdelenip saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, özellikle sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneğinin ikamet koşuluna bağlı olup olmadığı Kurumdan ve ihtiyaç duyulursa yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşundan sorulmalıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 15.07.1965 doğumlu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan davacı Ö.. Ş.."in 03.08.1983 tarihinden itibaren yurt dışında eylemli çalışmasının bulunduğu, 21.08.2006 tarihinde borçlanma talebinde bulunduğu, 25.10.2007 tarihli ödeme ile 4/1-(a) bendi kapsamında 8068 gün hizmet kazandığı ve bu bent kapsamında 27.06.2013 tarihinde aylık talebinde bulunduğu, 4/1-(b) bendi kapsamında 01.04.2008-31.12.2010 tarihleri arasında 990 gün hizmeti bulunduğu, toplam hizmet süresinin 9058 gün ve 2829 sayılı Yasa"nın 8.maddesine göre son 7 yıllık hizmetinde en fazla hizmetin 4/1-(a) bendi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece kesin dönüş kavramına yanlış anlam verilmesi sonucunda aylık talebi reddedilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere yurda kesin dönüş, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini burada sağlamak üzere Türkiye’ye dönüş yapmalarını ifade eder. Sigortalının aylık talep tarihinde ve sonrasında yurt dışında bulunması kesin dönüş yapılmadığı anlamına gelmez.
    Davacı 01.07.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini talep etmekte iken davacının yurt dışındaki hizmetini gösteren belge 10.07.2006 tarihli olup 31.12.2005 tarihinden sonraki hizmeti içermemektedir. Mahkemece beyan ve taahhüt belgesinde yer alan ve davacının yurt dışında (Almanya) bulunduğunu ifade eden kayda istinaden davacının yurda kesin dönüş yapmadığı kabul edilmiş ise de temyiz dilekçesi ekinde yer alan 09.05.2014 tarihli belgede davacının iş ilişkisinin 30.09.2007 tarihinde sona erdiği ve 13.05.2014 tarihinden itibaren yardım almadığı yazılıdır. Yapılacak iş, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarih itibariyle yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması olup olmadığını, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığını sormak, davacının MERNİS ikamet adresini gösteren kayıtları ve 2012-2013 yılında yurda giriş çıkış kayıtlarını getirtmek ve sonucuna göre davacının yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirip getirmediğini belirleyerek yaşlılık aylığı istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi