8. Hukuk Dairesi 2010/6713 E. , 2011/3254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
..., müdahil davacı ... ile Hazine, Durak Köyü Tüzel kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Halfeti Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.12.2009 gün ve 269/501 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... mirasen intikal ve eklemeli zilyetliğe dayanarak tescil harici bırakılan taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini istemiş, davalı ... temsilcisi keşif sırasında bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir.
Müdahil ..., dava konusu taşınmazı 2004 yılında tapulu yerlerle birlikte davacı ve kardeşlerinden satın aldığını ve halen zilyet olduğunu iddia ederek taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ...’ın davasının reddi ile 30650.20 m2"lik taşınmazın müdahil davacı ... adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında taşlık, çalılık ve fundalık olarak tespit dışı bırakılmıştır. Böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılması mümkündür.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 1975 yılından sonra dava tarihine göre 20 – 25 yıl öncesine ait (1982– 1987 ve ayrıca 1987-1990 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği görülecektir. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; taşınmazın çalılık-fundalık niteliği gözetilerek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, az önce açıklandığı biçimde dava tarihine göre 20–25 yıl öncesine ve sonrasına ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunduğu yerden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmış ise, kesinleşen orman kadastrosu haritasına göre, yapılmamış ise gizli memleket haritası, orman amenajman haritası ve hava fotoğrafları keşifte uygulanmak suretiyle orman araştırma ve incelemesinin yapılması, gerekir. Şahit ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmenin yanı sıra taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için komşu parsellere ait kadastro tutanakları ile revizyon gören tapu ve vergi kayıtları getirtilerek mahallinde uygulanması, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Bundan ayrı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra müdahil davacı ile satıcılar adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davası olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil davalarına ilişkin dosyaların ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden göz önünde tutulması ve ayrıca taşınmazın kuru- sulu toprak niteliğinde olup olmadığının da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddede açıklandığı üzere 5403 sayılı Kanuna göre tesbiti gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 07.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.