20. Hukuk Dairesi 2012/8990 E. , 2013/433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 07.10.2010 tarih, 2010/8086 E., 2010/11945 K. sayılı bozma kararında özetle, "davacı ... Yönetimi, ... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak; dava dilekçesine ekli memleket haritasında 5 ile gösterilen alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazların tespit tutanağı düzenlenip, malik hanesi açık bırakılarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişiler davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra; Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Hazine zorunlu hasım olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, dahili davalı aleyhine açılan davanın ise kabulüne ve 01.12.2009 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde 118 ada 1 nolu parselin (a) ile gösterilen 5738,12 m²"lik kısmına ilişkin kadastro tespitlerinin iptali ile bu kısımların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, parselin kalan bölümü hakkında hüküm kurulmamış, karar davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
1) Orman ve kadastro tespitine itiraz davalarında Hazine yasal hasım olduğu anlaşıldığından, davalı Hazinenin vekalet ücreti yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davalı Hazinenin diğer temyiz itirazları ile davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, dava konusu taşınmazın tutanağın edinme sütununda isimleri yazılı davalı kişiler tarafından zilyet olarak kullanıldığı, bu nedenle Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilemeyeceği ve çekişmeli 118 ada 1 nolu parselin (c) ile gösterilen bölümünün dava konusu edilmediği gerekçeleriyle Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine ve sadece 118 ada 1 nolu parselin (a) ile gösterilen bölümü hakkında hüküm kurulmuşsa da, yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Kanun hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Kanunun 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tesbit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte, orman olmadığı konusunda "olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro Mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği dikkate alınarak, mahkemece,
kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilemeyeceği, ancak, yapılacak uygulama ve inceleme sonucunda dava konusu yerin orman olduğu belirlenirse, bu durumda yasal hasım olan Hazine ve Töy Tüzel Kişiliğine yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilemeyeceği düşünülerek, dava dilekçesinde niteliği bildirilen taşınmazların tespit tutanağının, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip gönderildiği ve kamu düzeni nedeniyle, kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmakla görevli olduğundan, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan bölümleri üzerinde kim ya da kimlerin ne zamandan beri zilyet ettiği, onlar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek bu bölümün kim ya da kimler adına kaç pay oranıyla adına tescil edileceğinin kararda gösterilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece; Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın reddine, bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı idare üzerinde bırakılmasına, Hazine yasal hasım olduğundan, lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, davacının dahili davalıya karşı açtığı davanın kabulüne ve çekişmeli 118 ada 1 nolu parselin (a) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile Hazine adına tesciline, (c) ile gösterilen 3715,15 m² yüzölçümlü bölümün ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından taşınmazın (c) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak, davalı Hazine tarafından vekâlet ücreti ve resen tespit olunacak hususlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece hüküm yerinde "kadastro tesbitinin iptali" yerine, "kadastro tesbit tutanağının iptali" denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 4. bendinde yer alan “kadastro tesbit tutanağının iptali” ibaresinin kaldırılarak, bunun yerine, “kadastro tesbitinin iptali” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 29/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.