Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14540
Karar No: 2013/430
Karar Tarihi: 28.01.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/14540 Esas 2013/430 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/14540 E.  ,  2013/430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davalı...Köyü Tüzel Kişiliği vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1983 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü, 528 parsel sayılı 770000,00 m² yüzölçümündeki (bozma sonrası yapılan keşifte 9983503,40 m² olduğu tespit edilmiş) taşınmaz mer’a olarak sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiştir. Bir kısım davacıların tapu kaydına dayanan itirazı tapulama komisyonunda kısmen kabul edilerek 459,500 m²’lik (A) bölümü davacılar ve müşterekleri adına tescil edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacılar tapu ve vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; katılan ve davalı Hazinenin hükmü temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08.05.1997 gün ve 1997/2289 -2446 sayılı kararı ile hüküm bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, taşınmazın davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Kadastroca taşınmaz mer’a niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilmiş, davacılar tapu kaydına ve zilyetliğe dayanarak dava açmışlardır. Davacıların dayandıkları ...1289 tarih 371 nolu tapu kaydının taşınmaza ait olduğu bilirkişi ve tanıklarca haber verildiği gibi bu yön mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, tapu kaydının kapsamının tayini ve kesin hüküm var olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dayanak kaydın sınırları yön belirtmeksizin “... dağından... çay ...ve... dağı ve... kömünün sırtından han (can) ören gediğinden ve kayabaşkıran okumakta olup miktarı 5000 dönümdür. Kayıtta yazılı sınırlar değişebilir ve genişletilmeye elverişli ve aynı zamanda nokta sınırları içermektedir. Kaydın kapsamı yüzölçümüyle geçerli olduğunda duraksamamak gerekir. Daha önce Asliye Hukuk mahkemesinde (1972/688 bozmadan sonra 1976/141 esas sayılı) davacı ... Köyü Tüzel Kişiliği tarafından davalılar...., ...,... ve.... aleyhine açılan köy merasına vaki elatmanın önlenmesi davası sonunda davanın kabulü ile fen memuru... tarafından düzenlenen krokide taşınmazın (B) ile gösterilen 6680,00 dönümlük bölümünü davacı köyün kadim mer’ası olduğu ve tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı nedeniyle davalıların haksız elatmalarının önlenmesine dair verilen karar, Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Sözü edilen ilâmın iş bu davanın davacıları arasında bulunan... ve... ... yönünden kesin hüküm oluşturacağı kuşkusuzdur.... ve ...... ile diğer davacıların akdi ya da irsi ilişkileri araştırılarak ilâmın onlar yönünde bağlayıcı olup olmayacağı üzerinde durmak gerekirken bu konuda herhangi bir inceleme yapılmamış, haritası uygulanmak suretiyle ilâm konusu yerin taşınmaz içerisinde ki miktar ve konumu da belirlenmemiştir.
    Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, önceden dinlenen bilirkişi ve tanıklar huzurunda yerinde yeniden keşif yapılarak ilâmın (12/22/1980 gün 1976/141 – 1980/578 sayılı) dayanağı kroki ile kadastroca düzenlenen haritanın ölçekleri eşitlenip aplikesi ve uygulaması yapılarak ilâm ve kroki kapsamında kalan yerin taşınmaz içerisindeki konumu ve miktarı kesin olarak belirlenmeli, uygulamayı yansıtacak biçimde geniş kapsamlı olarak uzman bilirkişiye raporlu kroki düzenlettirilmeli, davacılardan ..., ..,... ... ... ve .... ile ... .... ve.... .... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve kesinleşen ilâmın davalılar arasında bulunan ... ve ... .. ile akti ya da irsi bağlantı olup olmadığı ibraz olunan veraset belgesi ya da nüfus kayıtları ve gerektiğinde tanık sözleriyle saptanarak bunlar yönünden dahi ilâmın halefiyet yoluyla kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği üzerinde yeteri kadar durulmalı, dava konusu taşınmazın sınırları içinde kalan dava dışı parsellerin yüzölçümleriyle kayıt kapsamının tayininde nazara alınmalı,....ve ... dışında kalan davacıların ... ve ... .. ile akti ya da irsi ilişkilerinin olmaması halinde ilâmın kendileri yönünde bağlayıcı olmayacağı düşünülerek, deliller ona göre değerlendirilmeli, taşınmazın sınırları içinde kalan diğer parseller ile ilgili verilip kesinleşen kararlar bulunduğu takdirde getirtilip incelenerek davaya etkisi üzerinde durulmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın kimler tarafından hangi tarihten beri zilyet edildiği sorulmalı ve gerektiğinde her davacının taşınmaz içerisinde zilyet ettikleri yerler miktarları gösterilmek suretiyle krokisine işaret ettirilmeli, veraset belgesi ve nüfus kayıtları da alınarak, toplanan deliller birlikte değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacıların davasının kabulüne ve 528 parsel sayılı taşınmazın tapulama tespit tutanağı ve kadastro komisyon kararının iptali ile bilirkişiler ...... ve ...’ın 09.02.2009 havale tarihli raporlarına ekli 1. Seçeneğe ait kroki başlıklı krokide (C1) ile gösterilen 1479728,44 m²’lik ve (G3) ile gösterilen 2537251,56 m²’lik ve toplamda 4016980,00 m² yüzölçümünde olan bu bölümlerin 528 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısı ile tapu malikleri Hacı Mehmet mirasçılarından... ve ....’ya bir hisse, ölü ... mirasçıları .... ve ....’e bir hisse, ölü ....mirasçıları... ..., ... ve ...’e bir hisse olmak üzere belirtilen hisseler üzerinden tesciline, aynı bilirkişilerin krokide B1, B2, M, G2 ve G4 ile gösterdikleri sırasıyla 2622169,32 m², 1423365,06 m², 1061555,28 m², 91143,61 m² ve 190270,13 m² olmak üzere toplam 5388503,40 m²’lik bölümün ise mera niteliği ile özel siciline kaydına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazların krokide (C1) ve (G3) ile gösterilen bölümleri yönünden davacı gerçek kişilerin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, dava konusu 528 parsel sayılı taşınmaz orman ile komşu olmasına rağmen, orman araştırması yapılmamıştır. 17. Hukuk Dairesinin 08.05.1997 gün ve 1997/2289-2446 sayılı bozma kararında tapu miktarının 500 dönüm mü yoksa 5000 dönüm mü olduğunun tartışılmadığı dolaysıyla dayanılan tapu kaydının miktarı yönünden taraflar yararına usûli kazanılmış hak oluşmadığı gözetilerek davacıların dayanağı olan tapu kaydının oluşumuna esas belgeler ile tapu kaydının tesis edildiği defterlerin tercüme edilmiş onaylı suretleri dosyaya getirtilerek tapu kayıt miktarının kesin bir şekilde saptanması gerekmesine rağmen, kayıt miktarı kesin bir şekilde saptanmamış, yine fen elamanın çizdiği krokide kabule konu taşınmaz içinde görülen dere, tepe, dağ gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı gözetilmemiş ve tapu malikleri ile davacılar arasındaki ırsi ilişki de duraksamasız bir şekilde belirlenmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik ve yetersizdir.
    O halde, mahkemece, öncelikle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden davacıların dayanağı olan tapu kaydının oluşumuna esas belgeler ile dayanak tapu kaydının tesis edildiği bütün defterlerin tercüme edilmiş onaylı suretleri getirtilerek ve bu defterler bilirkişi marifetiyle incelenerek tapu kaydının boz halinden ne şekilde yaylak olarak tesis edildiğinin ve kesin miktarının ne olduğu saptanmaya
    çalışılmalı, tapu kaydına dayanan davacıların kayıt maliki yada malikleri ile irsi ilişkisi araştırılıp saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki yada maliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örnekleri varsa ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, ya da bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ibraz ettirilmeli, ya da gerektiği takdirde nüfus kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmalı ve bu yollarla irsi ilişki sağlıklı biçimde duraksamasız bir şekilde belirlenmeli, kayıt maliki ya da malikleri ile davacı gerçek kişiler arasında irsi ilişki saptandığı ve tapu kayıt miktarının 5000 dönüm olduğu kesin bir şekilde belirlendiği takdirde, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve iki harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler Harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; bu şekilde yapılacak inceleme ve araştırma sonunda taşınmazın tamamen veya kısmen orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, orman sayılmayan taşınmaz veya taşınmaz bölümü içinde dağ, dere, tepe, kayalık gibi devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özel mülkiyet konu olamayacağı ve tapu kaydı kapsamında kalsa dahi bunun ancak özel mülkiyet konusu olabilecek yerler için geçerli olacağı gözetilerek, tescile tabi olmayan yerler belirlenerek harita mühendisi bilirkişilerin krokisinde gösterilip ifraz edilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 28/01/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi