5. Ceza Dairesi 2015/6283 E. , 2019/9469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
T.C. Anayasasının 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri ile Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 30/01/2007 tarihli, 2007/3-9 Esas ve 2007/18 sayılı, 05/07/2011 tarihli, 2011/2-148 Esas ve 2011/155 sayılı Kararlarına göre; gerek yüze karşı gerekse gıyapta verilen hükümlerde başvurulabilecek yasa yolu, süresi, merci ve şekillerinin belirtilmesinin zorunlu olduğu, Hazine vekilinin, yokluğunda karar verilmesine rağmen, tebliğ tarihinden itibaren hangi süre içerisinde Yargıtay"a temyiz yolunun açık olduğu belirtilmeyerek yanıltılması nedeniyle gerekçeli kararın 29/12/2014 tarihinde tebliğinden itibaren CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, Hazinenin bu suçun mağduru olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK"nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ... katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın, katılana kazanç elde etmek amacıyla borç para vererek tefecilik suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; katılanın kovuşturma aşamasında verdiği beyanı ile 24/11/2011 tarihli uzmanlık raporu birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan çelişki nedeniyle, sanığın savunmasında beyan ettiği ve uhdesinde bulunan senet de nazara alınarak, TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli şekilde faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda, sanığın katılandan faiz almadığını savunması ile katılanın sanığın faiz karşılığı borç para verdiği yönündeki beyanları karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp, borçlularının faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıklarına ilişkin olarak tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, vergi mükellefi ise ilgili vergi dairesine yazı yazılarak bu konuda sanık hakkında vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi, tefecilik yapıp yapmadığı hususunda detaylı ve gizli kolluk araştırması yaptırılması, Sivrihisar Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/7 Esas ve 2011/22 Karar sayılı dosyasının incelenmesi ve dosya inceleme tutanağı düzenlenmesinden sonra tanık Adnan"ın olayla ilgili tekrar beyanının alınması sonrasında hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, şikayetçi Hazine vekili ile katılan ..."ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA 10/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.