15. Ceza Dairesi 2013/20547 E. , 2016/16 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2012/121636
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2012
NUMARASI : 2011/228, 2012/73
SANIKLAR : K.. Y.., Ş.. D..
KATILAN : A.. M..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık K.. Y.."in mahkumiyetine, sanık Ş.. D.."in beraatine ilişkin hükümler, sanık K.. Y.. müdafi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık Ş.. D.."in Şua Eczanesi"nin sahibi olduğu, yanında bir süre çalışan sanık K.. Y.. ile anlaşarak, Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi görevlilerini de yanıltmak suretiyle müşteki Y.. D.. adına 27/08/2010 tarihli sahte reçete düzenlettirip, A.. M.."ne ibraz ederek reçete bedeli olan 562,74 TL yi aldıkları, sanıkların bu şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık Ş.. D.. hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin suçun sübutuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
2-Sanık K.. Y.. hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık savunması, tanık beyanları, tutanaklar, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin sanığın mahkumiyetine yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin hükümlerin kanuna aykırı olduğuna ve sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321.. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle , sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.