Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13252
Karar No: 2013/420

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/13252 Esas 2013/420 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/13252 E.  ,  2013/420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında... Köyü, 101 ada 4 parsel sayılı 16101,84 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişi adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu parselin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler ile kaçak ve yitik kişilerden kalma yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Orman Yönetimi ise, 03.03.2010 tarihli harçlı dilekçesiyle, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece, davacı Hazinenin açtığı davanın reddine, katılan ... Yönetiminin açtığı davanın ise kabulüne ve dava konusu,... Köyü, 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağının (kadastro tespitinin) iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
    Mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen orman bilirkişinin taşınmazın orman niteliğinde olduğu yönündeki raporuna dayanılarak dava konusu 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, toplanan delillere göre, hüküm dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, orman bilirkişi tarafından taşınmazın 1956 tarihli memleket haritasında kısmen makilik niteliğindeki orman alanında, kısmen de açık alanda olduğu ifade edilmiş ise de, bilirkişinin raporuna ekli ablikeli krokide de taşınmazın tamamen açık alanda (orman sayılmayan alanda) olduğu görülmektedir. Ayrıca taşınmaz eylemli olarak da orman niteliğinde değildir. Taşınmazın eski tarihli resmi belgelere ve eylemli durumuna ilişkin olarak saptanan bu maddi deliller karşısında çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olduğu yönündeki kabul doğru ve yerinde değildir. Bu itibarla, davacı ... Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır.
    Ancak davacı Hazine tarafından taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açıldığına göre, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması, taşınmazın davalı kişi adına tescili için yeterli bir sebep olamayacağından, davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17 maddesindeki koşulların oluşmuş olup olmadığının araştırılması gerekirdi. Ne var ki, mahkemece, yerel bilirkişi usulüne uygun dinlenmemiş, alınan yerel bilirkişi beyanı ise soyut nitelikte, gerekçesiz ve olaylara dayanmayan sözlerden ibarettir. Ayrıca keşifte görev alan ziraatçı bilirkişisi Mustafa Karacaoğlu tarafından hazırlanan rapor, keşif tutanağına yansıyan hakim gözlemi ile uyuşmadığı gibi, davalı kişi yararına 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden hüküm vermeye yeterli ve kanaat verici değildir.
    O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, davacı kişi yararına zilyetlik yolu ile dava konusu taşınmazı kazanma (Medenî Yasanın 713. maddesi, 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerindeki ) koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1985-1990’lı yıllara ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita getirtilmeli, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman ziraatçı ile Harita bilirkişi, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde yapılacak keşifte zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar - ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları, taşınmazın değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenerek, taşınmazın imar ihyaya konu edilip edilmediği, edildi ise tarihi ve ne kadar süreyle ne şekilde zilyet edildiği, 1985-1990"lı yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, yine fotogometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, bu bilgiler gözönünde tutularak mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde uzman bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak, taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi, şayet taşınmazın kısmen imar ihya edildiği belirlendiği takdirde, ihya edilerek kültür arazisi niteliği kazandırılan bölümler ile işlenmeyen, imar ihya edilmeyen bölümlerinin ölçülerek belirlenmesi ve teknik bilirkişi tarafından krokisine işlenmesi, bu kısımların ayrıca mahkeme nezaretinde çektirilecek fotoğraflarda da işaretlettirilmesi, kazanılmaya elverişli yerler bulunup bulunmadığı ve kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edildikten sonra 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davalı gerçek kişiler ve murisleri yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Kabule göre de; kısa kararda dava konusu taşınmazın ada, pafta ve parsel numarası belirtilerek hak sahibi adına sicil oluşturacak biçimde karar vermek gerekirken, kısa kararda sicil oluşturulmadan karar verilmesi, tespitin iptali yerine, tutanağın iptali denilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ile davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 28/01/2013 günü oy birliği ile karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi