Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6872
Karar No: 2011/3210

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/6872 Esas 2011/3210 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/6872 E.  ,  2011/3210 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 28.09.2010 gün ve 35/282 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R AR

    Davacı ... dava dilekçesinde davalı ... adına kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescil edilen 151 ada 202 sayılı parselin esasen kendisine ait olduğunu, yapılan tespitin hatalı bulunduğunu, ayrıca bu taşınmazın batısında bulunan bir kısım yerin de kendisine ait olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakıldığını açıklayarak davalı ... adına kayıtlı bulunan parselin tapu kaydının iptaline, boşluk bırakılan yerle birlikte adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... ve Bozkır Mal Müdürlüğüne yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
    Mahkemece, davalı ... adına tapuya kayıtlı bulunan 151 ada 202 sayılı parselin tapu kaydının (krokide A harfiyle gösterilen yerin) iptaline, teknik bilirkişinin krokisinde D harfi ile gösterilen 1722,88 m2’lik yer ile birlikte kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle davacı adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi üzerine; hüküm, kabul edilen ve krokide D harfi ile gösterilen yer bakımından Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil ile tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı tarafından davalı ...’a karşı açılan dava tapu iptali ve tescil davası kabulle sonuçlanmış olup ancak hüküm ... tarafından temyiz edilmemiştir. Davalı Hazinenin temyiz isteği ise; sadece kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakılan krokide D harfi ile gösterilen ve kabulüne karar verilen yerle ilgilidir. Tescili istenen taşınmazın bitişiğinde bulunan 151 ada 202 parsel, kadastro çalışmaları sırasında 30.7.2005 tarihinde ... adına tespit ve tescil edildiğine göre bitişikte bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakılan taşınmazın da aynı tarihte tespit harici bırakıldığının kabulü gerekir. Kural olarak, kadastro tespitinin yapılmasıyla kadastrodan önceki zilyetlik kesintiye uğrar ve kadastro tespitinin yapılmasıyla bu tür yerler için yeniden başlayan 20 yıllık kazanma süresinin dolması gerekir. Yani kadastrodan önceki zilyetlik kadastrodan sonra başlayacak olan yeni zilyetliğe eklenmez. Mahkemece, davacı tarafından 19.10.2007 tarihinde 2007/322 Esas ile Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası ile davacının aynı zamanda boşluk olarak bırakılan yer bakımından tescil isteğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın makul süre içerisinde açıldığını kabul ederek krokide D harfi ile gösterilen yer bakımından davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Bozkır Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.1.2009 gün ve 2007/322 Esas, 2009/27 Karar sayılı dosyası ile dava dilekçesi üzerinde yapılan incelemede; davacı dava dilekçesinde sadece 151 ada 204 parselin tapu kaydının iptaline karar verilmesini istediği görülmüştür. Bu parselin çevresinde veya başka bir yerde tapulama harici bırakılan herhangi bir yer bakımından zilyetliğe dayalı tescil isteği söz konusu değildir. Bu husus dava dilekçesi kapsamı ile açıkça anlaşılmaktadır. Anılan dava nedeniyle 14.7.2008 tarihinde yapılan keşifte; davacının yer göstermesi üzerine iptal ve tescilini istediği parselin 151 ada 204 parsel değil aynı ada 202 parsel olduğu teknik bilirkişice belirlenmiştir. Ayrıca 202 parselin batısında bulunan aynı krokide A harfi ile gösterilen yerin de tescilini istediği saptanmıştır. 151 ada 204 parselin gelen tapu kaydına göre malikin ... olması nedeniyle mahkemece, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle esastan reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı eldeki davayı açmıştır.
    Az öncede açıklandığı gibi ilk davada, zilyetliğe dayalı olarak açılmış herhangi bir tescil davası söz konusu değildir. Husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilen dava dosyası için yapılan keşifte dinlenen kişilerce açıklanan sınırlara göre de zilyetliğe dayalı olarak açılan bir tescil isteği söz konusu değildir. Teknik bilirkişi Ahmet Oğuz Ganioğlu"nun dosyaya sunduğu 14.7.2010 tarihli rapora ekli krokide 151 ada 202 parselin batısında ve krokide D harfi ile gösterilen taşınmaz için davacı ilk defa 12.2.2010 tarihinde dava açmıştır. Dava konusu yer az yukarıda da açıklandığı üzere 30.7.2005 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı boşluk olarak bırakıldığına göre davanın açıldığı 12.2.2010 tarihine kadar davacının kadastrodan sonra başlayan 20 yıllık kazanma süresi henüz dolmamıştır. Dava yaklaşık kadastro çalışmaları sırasında boşluk olarak bırakıldığı 30.7.2005 tarihinden itibaren 5 yıl sonra açıldığına göre davanın makul süre içerisinde açıldığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki, tescili istenen taşınmazın tespit dışı bırakıldığı 30.7.2005 tarihinden ilk davanın açıldığı 19.10.2010 tarihine kadarda 2 yıl 3 aylık bir süre geçmiştir. Bu sürenin dahi Dairece makul süre olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle mahkemenin bu yöndeki görüşüne katılma olanağı yoktur.
    Şu halde krokide D harfi ile gösterilen taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığı 30.7.2005 tarihinden davanın açıldığı 12.2.2010 tarihine kadar davacının kazanmayı sağlayan 20 yıllık kazanma süresinin henüz dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün krokide D harfi ile gösterilen hüküm fıkrası bakımından HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 6.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi