3. Hukuk Dairesi 2015/19600 E. , 2016/953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat/istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin ticarethane abonesi olduğunu, ... ... İl Müdürlüğü kontrol ekiplerince 07/10/2009 tarihinde sözde kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla 158937 seri nolu kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa dayanılarak tahakkuk ettirilen bedel karşılığı olarak davalı kuruma 5.190,35 TL ödediğini, kaçak elektrik kullanılmadığı halde tutanak düzenlenmesinin müvekkilinin ticari itibarına zarar verdiğini ileri sürerek; 5.000,00 TL manevi tazminat ve haksız olarak ödenen 5.190,35 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın yersiz ve haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının manevi tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine; davacının istirdat davasının kısmen kabulü ile, 3.852,02 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalının temyiz itirazlarına gelince;
818 sayılı BK"nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ""Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer"" şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Somut olaya gelince; 7.10.2009 tarihli tutanak ile; davacının işyerinde, kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek kaçak ve kaçak ek tahakkuku yapılmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından, tutanak öncesi sadece 1 yıl ve tutanak sonrası 6 aylık dönemdeki davacının tüketim ekstreleri incelenerek rapor verilmiş, davalının bilirkişi raporuna itirazlarına karşı ek rapor da alınmamıştır. Mahkemece alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri (aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri) dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece benimsenen rapor yetersizdir. Öte yandan, mahkemece yargılama sırasında, dava tarihinden önce işlemiş faiz talebi yönünden davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmamış, ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında başka bir elektrik mühendisi bilirkişiye verilmesi, aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri incelenerek davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınması, davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı da araştırılıp, davalı tarafın temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren, davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.