4. Hukuk Dairesi 2020/1623 E. , 2020/4522 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 06/02/2008 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve fer"i müdahil ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Mahkemece gerekçeli karar başlığında; davacılar ... ve ... tarafından davanın kendi adlarına asaleten, çocukları ..., ... ve ...’ya velayeten açıldığı hususunun yazılmaması, fer’i müdahil olan Milli Eğitim Bakanlığının davalı olarak gösterilmesi ile dava tarihinin 06/02/2008 olması gerekirken 03/05/2018 tarihinin yazılması hususlarının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde düzeltilebileceği anlaşılmakla bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Fer’i müdahil ... vekillinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66-69. maddelerindeki düzenlemeye göre; üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla tahkikat sona erinceye kadar fer’î müdahil olarak davada yer alabilir. Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. Müdahilin de yer aldığı davada hüküm, taraflar hakkında verilir.
Dosya kapsamından; ... vekilinin, 26/12/2018 tarihli dilekçesi ile davalı ... yanında müvekkilinin davaya fer’i müdahil larak davaya katılmasını talep ettiği, mahkemece 24/04/2019 tarihli 5 numaralı celsede verilen ara
kararla Milli Eğitim Bakanlığının fer’i müdahale talebinin kabul edildiği, ancak gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1/B-f bendinde “Dava dışı Milli Eğitim Bakanlığının %30 oranında kusurlu olduğunun tespitine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan düzenleme gereği, davanın tarafı olmayan fer’i müdahil ... hakkında hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Davacılar vekili ve davalılar ... ile ... vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davalılardan ... Belediye Başkanlığının maliki olduğu, davalı sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki çöp kamyonunun, müvekkillerinin desteği küçük ..."ya okul bahçesinde çarpması sonucu ölümüne neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin olaydaki kusur oranının belirgin olmadığını, talep edilen tazminatların miktar olarak fahiş olduğunu ve ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davaya konu trafik kazasında müvekkilinin kusurunun olmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/11/2012 tarihli ilk karar; davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/03/2014 tarihli 2013/3608 esas ve 2014/2899 karar sayılı ilamı ile “…davalı ... ile dava dışı okul idaresinin sorumluluğunun belirlenmesi, ceza dosyasının da getirtilerek Karayolları Fen Heyetinden bilirkişi kurulu raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve ayrıca küçüğün kardeşleri olan davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunulmasına rağmen mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının bozmayı gerektirdiği…” gerekçesi ile bozulmuş, bozma nedenlerine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
Yerel mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/03/2014 tarihli 2013/3608 esas ve 2014/2899 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş; ancak bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmeden maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen 03/02/2016 tarihli kararın, ihbar olunan ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarihli 2016/7096 esas ve 2017/7532 karar sayılı ilamı ile “…ihbar olunan ... hakkında açılmış bir dava ve aleyhine verilmiş bir hüküm bulunmadığından temyiz inceleme isteminde hukuki yararı bulunmayan ihbar olunan ... vekilinin temyiz isteminin (dilekçesinin) reddine, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında, mahkemece dava dışı okul idaresinin sorumluluğu yönünden bozma gereklerini yerine getiren kusur durumları konusunda çelişkileri giderecek yeni bir rapor alındıktan sonra sonucuna göre dava dışı okul idaresinin davanın tarafı olmadığı ve davacı temyizinin de bulunmadığı gözetilerek diğer
davalılar ile birlikte sorumluluğu bulunduğundan hakkında icrai nitelikte bir hüküm kurulmadan sadece rücu davasına konu olabilecek biçimde sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek olmadığına…” karar verilmiştir. Mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarihli 2016/7096 esas ve 2017/7532 karar sayılı bozma ilamına uyularak maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, manevi tazminata ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, davalılar ... vekili ile ... vekili ile fer’i müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde (1086 sayılı HUMK m.388) hükmün kapsamında nelerin yer alacağı düzenlenmiştir. Anılan Kanun hükmünün (ç) bendinde “Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanamayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresi”nin gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dosya kapsamından; mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/09/2017 tarihli 2016/7096 esas ve 2017/7532 karar sayılı bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, manevi tazminata ilişkin davanın kabulüne karar verildiği, ancak taraflarca anılan bozma ilamı sonrası yatırılan yargılama giderleri ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde bozma sonrası taraflarca yapılan yargılama giderleri hakkında da hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, tarafların diğer temyiz itirazlarının ise (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davacılar ile davalılardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 21/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.