Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/76
Karar No: 2020/873
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/76 Esas 2020/873 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/76 E.  ,  2020/873 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ : SAMSUN 4. İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, işçi statüsünde çalıştığı sürelerin de dikkate alınarak derece ve kademesinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
    Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin geçici işçi statüsünde çalışmakta iken 2001 yılında daimi kadroya alındığını ve bu şekilde çalışmasını emekli olana kadar sürdürdüğünü, ancak daimi kadroya alındığı tarihe kadar çalışmış olduğu sürelerin dikkate alınmaması sebebiyle intibakının yanlış yapıldığını iddia ederek geçici işçi statüsünde çalıştığı sürelerin de dikkate alınması suretiyle derece ve kademesinin tespit edilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, dava konusu intibak işleminin yürürlükteki mevzuata ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun yapıldığını, eksik ve hatalı bir işlem olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) Yargılama Safhasının ve İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesi’nin 12/09/2017 tarihli ve 2016/436 E., 2017/189 K. sayılı kararı ile “Davanın KABULÜ ile, davacının 01/03/2008 tarihi itibariyle 14. Derecenin 18. Kademesine olması gerektiğinin tespitine,” karar verilmiştir.
    Davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 07/06/2018 tarihli ve 2018/948 E., 2018/684K. sayılı kararı ile " Mahkemece davacının 2008 yılında yaşlılık aylığı bağlanarak işten ayrıldığı hususu da değerlendirilerek, kademe ve derecesinin tespitinde ne gibi bir hukuki yararının bulunduğu, hangi deliller değerlendirilerek hukuki yararının tespit edildiğine dair hiç bir gerekçe ortaya konulmadan kabul kararı verilmesi hatalı görülmüştür. İlk derece mahkemesince güncel hukuki yararın bulunduğuna ilişkin, hangi delillerden yola çıkılarak hangi maddi sonuca ulaşıldığı, ulaşılan bu sonucun eda davası ile elde edilmesinin mümkün olup olmadığı, eda davası açılabilecekken tespit davası açılmasının kabulünün gerekçesinin ne olduğu konusunda hiç delil değerlendirmesi yapılmadığı görülmektedir. İlk derece mahkemesi tarafından hukuki yarara dair gerekçe ortaya konularak şayet hukuki yararın bulunduğu kabul edildiği taktirde önceki hüküm gibi işin esası hakkında karar verilmesi, hukuki yararın bulunmadığı kabul edildiği taktirde ise dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi gerekirken aksine doğrudan işin esası hakkında karar verilmesi hatalı görülmüştür." gerekçesiyle “Samsun 4. İş Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2016/436 Esas, 2017/189 Karar sayılı ve kararının KALDIRILARAK, yukarıda belirtilen eksiklik tamamlanıp gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmek üzere MAHKEMESİNE İADESİNE,” karar verilmiştir.
    Bunun üzerine yeninden yapılan yargılamada İlk Derece Mahkemesi’nce, dava konusunun tespit talebini içerdiği, özü itibariyle tespit davalarının eda davalarının öncüsü olduğu, bu nedenledir ki eda davası açılmasının mümkün olduğu haller de tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığının kabul edildiği, başlıbaşına tespit davası açılabilmesi için güncel bir hukuki yararın varlığının olması ve bu hukuki yararın dava sonuna kadar güncelliğini kaybetmemesi gerektiği, dava konusu tespit talebi incelendiğinde başlı başına bir hukuki yarar doğurmayacağı, aslında dava konusu tespitle ulaşılmak istenen menfaate eda davası açılarak ulaşılabileceği, bu noktada dava konusu edilen hukuki menfaatle konusu aynı olan ve eda davası olarak açılan ve bu yönde mahkememizce de karar verilen bir çok dosya istinaf denetiminden de geçerek kesinleştiği, bu bağlamda eda davası açılabilecekken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Bu karara karşı istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
    D)İstinaf başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur..
    E)İstinaf Sebepleri:
    Davacı vekili istinaf başvurusunda; ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğu, müvekkilinin derece ve kademe tespiti sonrasında SGK"ya yapılacak olan başvuru ile davacının yaşlılık aylığında yükselme olacağı, bu nedenle hukukî yarar bulunduğu, aksi yöndeki kabul gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
    F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça ileri sürülen tüm istinaf sebeplerinin ilk derece mahkemesince usul ve yasaya uygun bir şekilde değerlendirilerek hüküm kurulmasına göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    G)Temyiz başvurusu :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    H) Gerekçe:
    1-Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş amacına uygun olarak davacının dava açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığının istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemesi’nce değerlendirilmesi gerekirken salt bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın iadesine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
    Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkemece taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)"nin 6. maddesi ve 1982 Anayasasının 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü”nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
    Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H., Atalay, O., Özekes, M.; Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
    Somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki uyuşmazlık ücret, kademe ve derece tespitine esas teşkil eden hizmet süresin tespitinde geçici iş ilişkisinin başladığı tarihin mi yoksa daimi kadrolu statüye geçtiği tarihin mi esas alınacağı noktasında toplanmaktadır. Bu durumda davanın tespit davası olduğu açıktır.
    İlk Derece Mahkemesi ise, davacının dava tarihinden önce 2008 yılında yaşlılık aylığı bağlanarak işten ayrıldığı hususu nazara alındığında, davacının tek başına kadrolu işçi statüsüne geçişi sırasında yapılan intibakın yanlış olduğunun tespiti ile derece ve kademelerinin tespiti davası açmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Somut uyuşmazlığın özelliğine göre uyuşmazlığın çözümünde, hukuki yarar kavramının tespit davasındaki yansımasının ne olacağının ayrıca irdelenmesi gerekir.
    Bilindiği üzere eda davası sonunda verilecek olan hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilerek sonucuna göre eda hükmü kurulacak olması nedeniyle eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir.
    Oysa ki eldeki davada, davacı 03.07.2008 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığından, dava açma tarihi itibariyle derece ve kademesinin hatalı tespitinden kaynaklı alacaklarının zamanaşımına uğradığı düşüncesiyle eda davası açmayıp emekli maaşının yükseltilmesi talebiyle SGK’ya yapacağı başvuru için tespit davası açtığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava hakkının kötüye kullanılmasından bahsedilemeyeceği gibi davacının emeklilik tarihi ile dava açma tarihi dikkate alındığında eda davası yerine tespit davası açmasında güncel hukukî yararının bulunduğunun da kabulü gerekir. Mahkemece somut olayın özelliği dikkate alınmaksızın yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi"ne kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi