Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2009/28827
Karar No: 2012/2776
Karar Tarihi: 14.02.2012

Konut dokunulmazlığını bozma - tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2009/28827 Esas 2012/2776 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2009/28827 E.  ,  2012/2776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Konut dokunulmazlığını bozma, tehdit
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede :.
    Hükme esas işlemlerin yapıldığı 16/05/2007 tarihli duruşma tutanağının 1. sayfasının yargıç tarafından imzalanmaması suretiyle CYY 219/1 madde ve fıkrasına uyulmaması;
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan ... Terzioğlu vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamada başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.02.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesinde; “..Bölge Adliye Mahkemelerinin kurularak Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar CMUK"nun temyize ilişkin (322/4-5-6. fıkraları hariç olmak üzere) 305 ila 326. ncı maddelerinin uygulanacağı..” öngörülmüştür.
    Temyiz hükümleri yönünden halen yürürlükte bulunan 1142 sayılı CMUK"nun ‘Temyiz Sebebi’ başlıklı 307. maddesinin 1. fıkrasında “temyiz, ancak hükmün kanuna aykırı olması nedenine dayanır”, 2.fıkrasında “bir hukuk kuralının uygulanmaması yahut yanlış uygulanması kanuna aykırılıktır”, ‘Duruşma Tutanağı’ başlıklı 264. maddesinde; “duruşma için tutulan tutanak....mahkeme başkanı(özürü bulunursa üyelerin en kıdemlisi) ile zabıt katibi tarafından imzalanır” hükümleri (5271 sayılı CMK"nun 288/1-2, 219/1-2. maddeleri de paralel düzenlemeler öngörmektedir) genel olarak
    düzenlenmiş (eksik kalan imzanın hakim mi yoksa zabıt katibi imzası mı? olduğu, bu duruşmadaki işlemlerin esaslı olup olmadığı! hususlarında hiç bir ayırım yapılmamış),
    ‘Kanuna muhalefet halleri’ başlıklı 308. maddesinde “8 bend halinde (5271 sayılı CMK"nun 289/1. maddesinde ise, ilk cümlede belirtildiği üzere temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da paralel olarak a" dan i" ye kadar 9 bend halinde) olmak üzere sınırlı sayılan nedenlerin varlığı halinde....hukuka kesin aykırılık/ kanuna mutlaka muhalefet edilmiş varsayılacağı..” ise buyurucu olarak öngörülmüş bulunmaktadır.
    Bu nedenler arasında, gerekçeli kararlarda veya dosyamızda olduğu gibi duruşma tutanağında kime ait olursa olsun imza eksikliğinin bulunması halleri sayılmamıştır. Bu bağlamda, yerleşen uygulama ve literatürde sadece “imza noksanlığı” olarak ifade edilen bu eksiklikler, yeniden yargılamayı gerektiren, bu nedenle de yerel mahkeme kararının bozulmasını zorunlu kılan kanuna kesin aykırılık hallerinden değildir.
    Bu haller ile bir tutulmasını gerektiren dosyaya özel bir gereklilik de yoktur. Şöyle ki, imza noksanlığına konu 16/05/2007 tarihli duruşmada hazır bulunup savunma ve beyanları tespit edilen sanık ile katılan ve vekili tarafından ne duruşma sırasında/sonrasında ne de yargılama sonuna kadar duruşma tutanağına geçirilen hususların sıhhatine yönelik bir iddia ileri sürülmediği gibi, dosyanın (beraat yönünde) karara çıkması sonrasında hükmü temyiz eden katılan müdafiinin temyiz dilekçesinde de imza eksikliğine değinilmemiş, duruşma tutanağının içeriği yönünden sıhhati ihtilaf konusu edilmemiştir. Temyiz talebi esas olarak ‘.beraat hükmü verilen atılı suçların esasen oluştuğu ve mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği.’ hususuna yönelmiştir. Yargıtay incelemesi, ihtilafsız konular hariç tutulmak suretiyle sadece temyiz dilekçe kapsamına göre yapılmalıdır.
    Diğer yandan,
    Dosyanın UYAP sorgulaması yapıldığında, arasında bu oturumun da bulunduğu duruşmaların Bilgisayar Ağı üzerinden yapılmış, UYAP"ta kayıtlı ve temyiz incelemesi esnasında Yargıtay dairemiz paylaşımına dahil olup dosya içindeki aynı hali ile görünmektedir. 23/01/2004 yayımı tarihinden 6 ay sonra 23/07/2004 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu"nun 5. maddesinde; “güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurur.”buyurucu hükmü getirildiği gibi,
    5271 sayılı CMK"nun 190/1. maddesinde; “duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek.....ancak zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette ara verilerek hüküm verileceği” hükmü yer almakta olup ‘yargılamanın hızlılığı(kesiksizliği) ve usul ekonomisi’ Anayasa"nın da kabul ettiği bir ilkedir. Nitekim, Anayasanın 141/4. maddesinde; “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” düzenlemesi ile ifade edilmiştir. Yargılamanın uzaması, ‘usul ekonomisi’ kuralına aykırılık teşkil edeceği gibi, mağdur ve sanık haklarını da zedeler. Gecikmiş adalet, kamuoyu nezdinde yapılan yargılamanın haklılık duygusunun azalmasına neden olur. Bu suretle, uzun süren yargılamalar ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde ifadesini bulan ‘adil yargılanma hakkı’nın bir sonucu olan ‘makul sürede yargılanma hakkı’nın ihlali anlamına gelir(AİHM kararı).
    Bozma konusu yapılmak istenen (16/05/2007 tarihli duruşma tutanağının 1. sayfasındaki hakim imzası) eksikliği, noksan ikmali yoluyla birkaç ay gibi kısa bir sürede gidertilmesi mümkündür. Sadece bu nedenle bozma halinde, 31/08/2006 tarihli suça ilişkin 13/06/2007 karar tarihi ile verilen ve zaten yaklaşık 4,5 yıl"dan bu yana temyiz aşamasında bulunan dosyanın yerel mahkemece yeniden esasa kaydı - taraf teşkili - yeniden yargılama ve karar ile tebliği - ikinci defa/ mükerrer işleyecek temyiz süreci şeklinde yargılamanın gereksiz yere mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılamaması suretiyle ‘adil yargılanma hakkı ihlali’ne, neticede bir çok davanın zamanaşımına uğramasına neden olunacaktır.
    “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargılamanın gereksiz uzatılmaması için gereken tedbirlerin alınması; yukarıda belirtilen usul hükümleri ve ilkeleri ile özellikle Anayasa maddesinin buyurucu hükmü gereği yargının görevi olup, bulunduğumuz Yargıtay denetimi aşaması itibarıyla da temyiz incelemesini yapan yargı mercii olan Yüksek Daire"mizin görevidir.
    Buna göre, Yüksek Dairece Yargıtay incelemesi dilekçe kapsamına göre yapılmalı, eksik imza yönünden ise ya “imza noksanlığının mahallinde tamamlanması mümkün bulunduğu” sadece eleştiri konusu edilerek giderilmesi olanağı tanınmalı, veya şayet temyiz incelemesi için öncelikle belgenin sıhhati yönünden imza noksanlığının tamamlatılması gerekli görülmekte ise “temyiz isteği hakkında bir karar verilmeye yer olmadığına ve dosya incelenmeksizin noksan ikmali için mahalline gönderilerek imza eksikliği giderildikten sonra esastan temyiz incelemesi için yeniden Yüksek Daireye yollanılması” sağlanmalıdır.
    Bu gerekçelerle, davanın zamanaşımına uğraması kuvvetle muhtemel olacak şekilde yerel mahkeme kararının sadece bu nedenle bozulmasına dair sayın çoğunluk görüşüne muhalifim.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi