3. Hukuk Dairesi 2015/2015 E. , 2016/937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının maliki olduğu aracın, onarım için müvekkiline ait oto tamir servisine getirildiğini, müvekkilinin, sigorta şirketine hasar ihbarı yaptığını ayrıca hasar tespiti için mahkemeye başvurduğunu, bilirkişi marifetiyle araçtaki hasarın tespit ettirildiğini, aracın tamirinin rapor doğrultusunda faturalı orjinal parçalarla yapıldığını ancak davalının araç onarım bedelini ödemediğini, bedelin tahsili için hakkında başlatılan icra takibine de itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaliyle, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı şirket arasında araç tamiri hususunda her hangi bir sözleşme akdedilmediğini, müvekkilinin maliki olduğu aracı, 30.12.2010 başlangıç tarihli "Araç Kiralama Sözleşmesi"yle, üçüncü kişilere kiraya verilmek üzere, dava dışı şirkete kiraladığını, bu sözleşmenin özel hükümler bölümünde 29.12.2010 tarihinden sonra yapılacak kaza ve hasarlardan oto kiralama şirketinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, oto kiralama şirketinin aracı, 20.02.2012-27.02.2012 tarihleri arasında dava dışı üçüncü kişiye kiraladığını, bu kişinin 22.02.2012 tarihinde davaya konu araçla trafik kazası yaptığını, dava dışı oto kiralama şirketinin, araçta oluşan hasarın onarımı için davacı şirketle anlaştığını, davacının anlaşma yaptığı tarafın, dava dışı oto kiralama şirketi olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece; aracın davalı adına kayıtlı olduğu, davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, aracın hasarının davacı tarafça giderildiği, davacının hasar onarım bedelini davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 16.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, icra inkâr tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Dava; araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; yüklenici (davacı) ile araç maliki (davalı) arasında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak da davacı yüklenicinin, davalıya ait aracın onarım bedelini, araç maliki olması sebebiyle davalıdan talep etmekte haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
BK"nın 355. (TBK m. 470) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesi, “iş sahibi” ile “yüklenici” arasında yapılan bir anlaşma uyarınca ve önceden kararlaştırılan belli bir bedel karşılığında, iş sahibinin denetimi ve gözetimi olmaksızın “bağımsız” bir çalışmayla bir nesnenin “yapımı veya bakımı-onarımı ya da üstlenilen bir işin yerine getirilmesidir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.
TBK’nın 12. maddesi uyarınca sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Eser sözleşmeleri de geçerliliği şekle bağlı olmayan sözleşmelerden olmakla sözlü, yazılı veya resmi şekilde akdedilebilirler. Ancak HMK’nın 200. maddesinde bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerlerinin 2.500,00 TL"sini geçtiği takdirde senetle ispat olunması gereği düzenlemiş olup; uyuşmazlık ve karşı tarafın hukuki ilişkiyi inkarı hâlinde eser sözleşmesinin varlığının da HMK"nın 200 ve devamı maddelerine göre ispatlanması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalının .... plakalı aracını, 30.12.2010 tarihli "Dış Kira Araç Sözleşmesi" adlı sözleşme ile dava dışı oto kiralama şirketi olan ..... şirketine kiraladığı, oto kiralama şirketinin bu aracı, dava dışı üçüncü kişiye kiraya verdiği, dava dışı 3. kişinin 22.02.2012 tarihinde kaza yaptığı, aracın, davacı şirket tarafından tamir edildiği, davacının tamir bedelini davalı araç malikinden talep ettiği, davalının ise kaza sonrası aracın onarımı için davacı şirketle aralarında yapılmış bir anlaşmanın mevcut olmadığını, aracı, tamir için davacı şirkete kendisinin değil, oto kiralama şirketinin götürdüğünü iddia ederek, taraf olmadığı sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulamayacağından bahisle ödemeden imtina ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davacı, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince ispat edememiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; eser sözleşmesinde, sözleşme ilişkisinin varlığını ispat yükünün yükleniciye ait olduğu, yüklenici olan davacının, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu ispatlayamadığı göz önünde bulundurularak, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, iş bedelinin davalıdan tahsiline yönelik olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.