... vekili avukat ... ile.... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında...... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.4.2012 tarih ve 843-302 sayılı hükmün Dairenin 14.1.2013 tarih ve 24106-249 sayılı ilamıyla onanmasına Karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, davalıdan 9.7.2007 tarihinde daire satın alarak dava dışı Veysel Erdoğan’a 65.000TL bedelle sattığını, Veysel’in dairenin sığınaktan çevrilmiş olması ve ruhsata aykırılık bulunması sebebiyle Belediyenin takibinde olduğunu gerekçe göstererek satıştan dönüp taşınmazı iade ettiğini,... Belediyesinin 22.12.2008 tarihli encümen kararı ile projede var olan sığınağın daireye katılmasını, havalandırma bacası bulunmamasını ve sağ yan komşu parsele pencere açılmasını proje ve ruhsata aykırı bularak aykırılığın giderilmesi ve inşaatın ruhsatlandırılması için süre verdiğini, para cezası kestiğini, aksi halde yıkıma karar verdiğini, imar kanununa aykırılık sebebiyle hakkında ceza davası açıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.7.2007 tarihli satışın iptali ile dairenin dava tarihindeki değerinin şimdilik 20.000TL’sinin faiziyle birlikte ve 10.000TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile 20.000TL olan talebini 65.000TL’ye çıkarmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; verilen karar, davalının temyizi üzerine Dairemizce onanmış; davalı, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında gösterilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nun 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekir.
2-Davacı, davalıdan 9.7.2007 tarihinde daire satın aldığını,... Belediyesinin 22.12.2008 tarihli encümen kararı ile dairede proje ve ruhsata aykırılıklar bulunduğunu belirterek aykırılığın giderilmesi için kendisine süre verdiğini, aksi halde yıkıma karar verdiğini ileri sürerek, satış sözleşmesinin iptali ile dairenin dava tarihindeki
değerinin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece projeye aykırı yapılan dairenin satışının davacının aldatılmak suretiyle gerçekleştiği, davacının sözleşmeden dönmekte haklı olduğu gerekçesiyle 9.7.2007 tarihli satışın iptali ile dava konusu taşınmazın davalı adına karar kesinleştiğinde tesciline, taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 65.000TL’nin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapuda davalı tarafından 9.7.2007 tarihinde davacıya satıldığı çekişmesizdir.Davacı proje ve ruhsata aykırılık nedeniyle ayıplı olduğunu ileri sürdüğü taşınmazın satışına ilişkin sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmıştır. Taraflar arasında yapılan satım sözleşmesi resmi şekilde yapılmış olup geçerli olduğundan davacı, taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerini isteyebilir.Mahkemece bu yön gözetilerek taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerine hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde dava tarihindeki rayiç değerine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmış olduğundan, davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin onama ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine, ikinci bent gereğince davalının karar düzeltme isteminin KABULÜNE, Dairemizin 14.1.2013 gün, 2012/24106 esas 2013/249 karar sayılı “onama” kararının kaldırılmasına, hükmün yukarda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, 6.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.