19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16803 Karar No: 2018/338 Karar Tarihi: 01.02.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16803 Esas 2018/338 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili ile davalılar arasında görülen bir davada, Asliye Ticaret Mahkemesi kararı bozulmuştu. Davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulundu ancak Yargıtay, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirine uymayan talebi reddetti ve bir para cezası verdi. Karşı oy yazısında ise tereke ile ilgili davaların bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu olmadığı, bir mirasçıya karşı da dava açılabileceği belirtildi. Bu nedenle, davacı tek başına menfi tespit davası açabileceğinden, karar düzeltme talebinin kabul edilerek işin esasına geçilmesi gerektiği savunuldu. Kanun maddeleri olarak; Ticaret Kanunu'nun 440/1 maddesi, Medeni Kanunu'nun 641/1 maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 163-1 maddesi gösterildi.
19. Hukuk Dairesi 2016/16803 E. , 2018/338 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vek. Av. ... ile davalılar 1-... vek. Av. ... 2-... 3-... arasında görülen dava hakkında ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 05/02/2015 gün ve 2012/400 E. - 2015/63 K. sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 26/05/2016 gün ve 2015/17655 E. - 2016/9418 K. sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 14,00-TL harç ve takdiren 315,00-TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 01/02/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Tereke ile ilgili olup konusu para alacağı olan davaların bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir; bir mirasçıya karşı da dava açılabilir. Çünkü mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur, (TMK.nun 641/1 maddesi) ve alacaklı müteselsil borçluların birinden borcun tamamını isteyebilir. (TBK.’nun 163-1 maddesi) (Bakınız: Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2017, Sayfa:117) Hal böyle olunca, murisin borcundan tek başına müteselsilen sorumlu olan davacının hakkında yapılan takibe karşıda tek başına menfi tespit davası açabileceği de tabiidir. Bu durumda, davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 26.05.2016 tarihli bozma kararı kaldırılarak işin esasının incelenmesi görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararına muhalifim.01.02.2018 2/3-310) Bu durumlar karşısında, tashihi karar talebinin kabulü ile Dairemizin benim de imzamın bulunduğu tahsisi karar konusu bozma kararının kaldırılarak işin esasının incelenmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun red kararına muhalifim.