21. Hukuk Dairesi 2019/5472 E. , 2020/2396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Dava, 17/09/2004 tarihinde gerçekleşen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 12.635,41 TL maddi ve 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 326.maddesine göre Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.Somut olayda, mahkemece verilen kararda yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi‘nin 10/4 maddesinde; Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedileceği, 10. Maddesinde ise, manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanacağı, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği şeklinde belirtilmiştir.Somut olayda; davalı vekili lehine reddedilen maddi ve manevi tazminat yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsiz olup, bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK"nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) Kararın Hüküm Fıkrasının 3. bendinin çıkartılarak yerine:
“3-Bu dava nedeni ile bozmadan önce yapılan 266,00 TL ile bozmadan sonra yapılan 350,00 TL bilirkişi üçreti, 56,00 TL tebligat gideri toplamı 672,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 263,89 TL"sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına “ rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
B) Kararın Hüküm Fıkrasına:
“Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince maddi tazminatın reddedilen kısmı için 2.725,00 TL vekalet ücretinin, manevi tazminatın reddedilen kısmı için 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 16/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.