4. Ceza Dairesi 2020/2977 E. , 2021/10057 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22/10/2014 tarihli ve 2014/203 esas, 2014/435 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yaralama suçunu işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine sanık hakkındaki hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle, 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile ile cezalandırılmasına dair Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/06/2019 tarihli ve 2019/315 esas, 2019/663 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 13/02/2017 tarihli ve 2017/17744 esas, 2018/1481 karar sayılı ilamında ""...Denetim süresi içinde yeniden kasıtlı suç işleyerek mahkum olduğu saptanan sanık hakkında verilen önceki kararın ...nun 231/11. maddesine göre aynen açıklanması gerekmekte ise de; aynen açıklanacak hüküm, bünyesinde herhangi bir hukuka aykırılık barındırmayan ve açık yanlışlık içermeyen hüküm olup fıkranın ihdas amacı da infazı mümkün bir hükme varlık kazandırmaktan ibarettir. Daha önceki kararda yapılan hataların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/4. maddesinde öngörülen usul ekonomisinin bir gereği olarak düzeltilmesi gerekmektedir. Buna göre mahkemece hüküm açıklanırken, eylemin açıkça suç teşkil etmemesi halinde beraat kararı veya kovuşturma şartının bulunmadığının anlaşılması halinde düşme kararı verilebileceği gibi tedbire çevirme zorunluluğuna uyulmaması durumunda da bu zorunluluk gereğinin yerine getirilmesi, keza suça sürüklenen çocuk bakımından cezada yaş nedeniyle indirim yapılması unutulduğunda hüküm açıklanırken yaş indiriminin yapılması suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır..."" şeklinde belirttiği gerekçeye göre, Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2014 tarihli kararıyla sanığın suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamına girmeyen tehdit suçunu hakaret suçu ile birlikte işlemesi nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı, bu durumda soruşturma aşamasında yapılan uzlaşma işleminin usulüne uygun olmadığı ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinde değişiklik yapıldığı ve uzlaştırmanın 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle maddesinde yer alan tehdit suçu yönünden de uygulanabilir hale gelmesi nedeniyle sanığın üzerine atılı tehdit ve hakaret suçları açısından söz konusu kanun değişikliğine göre hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemlerinin yaptırıldıktan sonra sonucuna göre hükmün açıklanmasına veya davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile " ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254/1. maddesinde "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." denilmiştir.
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında TCK"nın 106/1-1. cümle, 43/1, 125/1 ve 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2014 tarihli ve 2014/203 esas, 2014/435 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1. cümle, 62, 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince sırasıyla 5 ay hapis ve 1.500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına, sanık hakkında herhangi bir denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, anılan kararın 05/01/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip sanığın suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/06/2019 tarihli ve 2019/315 esas, 2019/663 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-1. cümle, 62, 125/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince sırasıyla 5 ay hapis ve 1.500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, hükümlerin 14/11/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçu ile uzlaşma kapsamında olan hakaret suçunun birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK"nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması nedeniyle TCK"nın 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret ve TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçları için aynı Kanun"un 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı olduğu için kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği talep yerinde görüldüğünden;
1- Sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/06/2019 tarihli ve 2019/315 esas, 2019/663 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.