Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/160
Karar No: 2017/1370
Karar Tarihi: 15.11.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/160 Esas 2017/1370 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/160 E.  ,  2017/1370 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “şirkete kayyım atanması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.07.2013 gün ve 2012/158 E., 2013/443 K. sayılı nihai karar ile 01.10.2013 gün ve aynı sayılı tavzih kararın temyizen incelenmesinin davalı vekili ile fer"i müdahil vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.11.2014 gün ve 2014/1761 E., 2014/16924 K. sayılı kararı ile:
    "...Davacılar vekili, bir aile şirketi olan davalı şirketin büyük ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan ..."nin yapmış olduğu tüm hukuk dışı işlemlerde şirket menfatini hiçbir şekilde düşünmediğini, sadece kendi menfaati yönünde hareket ettiğini, ..."nin bu haksız ve kötü niyetli davranışlarından dolayı şirket yönetim kurulunun toplanarak karar alabileceği bir ortam kalmadığını, şirketin fiilen yönetim organından yoksun hale geldiğini, şirketin genel kurulunun da ..."den kaynaklı nedenlerden dolayı yapılamadığını, şirketin yönetilemediğini, gerek şirketin %50 hissesine sahip olan müvekkillerinin gerekse bizzat şirketin tüzel kişiliğinin bu durumdan zarar gördüğünü, zararın her geçen gün arttığını, şirketin kurucu ortağı yönetim kurulu başkanı ve imza yetkilisi ... tarafından haksız kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak yaratılan ihtilaflardan dolayı fiilen işlevsiz ve yönetimsiz kaldığını, yönetilemez hale gelmesi nedeniyle telafisi imkansız derecede zarara uğramasının önüne geçilmesi, hak ve menfaatlerinin korunması ve şirkete işlerlik kazandırılması hususlarının temini için tedbir almanın kaçınılmaz olduğunu ileri sürerek, DEÜAŞ ile ilgili Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nde halen derdest olan 2011/304 Esas sayılı dava sonuçlanıncaya kadar geçecek süre zarfında şirketi idareye, temsile ve dava sonuçlandığında da şirketin genel kurulunu toplamaya ve şirketin genel kurulu yapılarak yeni yönetim kurulu teşekkül edinceye kadarki süre zarfında da şirketi idareye ve temsile yetkili kılıncak bir kayyımın atanmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 2011/231, 2011/232, 2011/245, 2011/282, 2011/304, 2011/454 ve 2012/31 Esas sayılı dosyaları gözönünde bulundurularak, şirket ortakları ve şirket yönetim kurulu üyeleri arasında nizaların devam ettiği, yine Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2013/63 Esas sayılı dosyasında, şirket yönetim kurulu başkanı ... hakkında pay ve paydaşlık durumu ile ilgili iftira ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı ve dosyanın halen derdest olduğu, pay ve paydaşlık durumuna ilişkin davalar sonuçlandığında şirketin yönetimsiz kalması durumunu doğuracağı, kaldı ki mevcut şirket yönetim kurulunun ve genel kurulunun toplanamadığı, dolayısıyla şirketin faaliyetini devam ettiremediği, bu durumun şirketin ticari faaliyetini etkilediği ve telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceği gerekçesi ile eski TTK"nın 435. (yeni TTK 530) maddesi uyarınca; şirketin hak ve menfaatlerinin korunması, şirkete işlerlik kazandırılması için tedbiren şirkete yeni yönetim kurulu oluşuncaya kadar şirketi idare ve temsil etmek üzere kayyım heyeti atanmasına karar verilmiştir.

    Davacılar vekili, gerekçeli kararın 1 numaralı hüküm fıkrası ile atanmış olan kayyım heyetinin kararın gerekçesinde belirtilen tedbir niteliğine uygun olarak hükümle beraber göreve başlamasının temini için, gerekçe ile çelişen 3 ve 4 numaralı hüküm fıkralarının tavzih edilmesini talep etmiştir.
    Müdahil talebin reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 04/07/2013 tarihli karar ile davalı ... Elektrik Üretim A.Ş"ye şirketin hak ve menfaatlerinin korunması, şirkete işlerlik kazandırılması için tedbiren idare ve temsil kayyımı atandığı, tedbir kararlarının derhal uygulanması gereken kararlardan olduğu, kayyımın da derhal göreve başlamasının gerektiği, bu gerekçeyle hüküm fıkrasının 3 ve 4 nolu fıkraları arasında çelişki doğduğu ve yanlış anlaşıldığı, kararın aynı zamanda tedbir kararı da olduğu gerekçesi ile 04/07/2013 tarihli kararının hüküm fıkrasının 3 ve 4 nolu bentlerindeki "karar kesinleşince" ibarelerinin hüküm fıkralarından çıkarılmasına, 3 nolu bendin "hüküm özetinin Ticaret Sicil Gazetesi"nde ilanına" 4 nolu bendin "kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü"ne bildirilmesine" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemenin gerekçeli kararı davalı vekili ve fer"i müdahil vekili, tavzih kararı fer"i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, davalı şirkete idare ve temsile yetkili kayyım atanması istemine ilişkin olup, anonim şirkete kayyım atanması kural olarak şirketin organsız kalması halinde talep edilebilecek bir tedbir niteliğinde olup, somut olay bakımından davalı şirketin organsız kalmasının söz konusu olmadığı hususu gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı ve fer"i müdahil yararına bozulması gerekmiştir.
    2- Bir davada kararı temyiz etme hakkı, yalnız taraflara veya hüküm ile kendisine mükellefiyet yüklenen veya bir hakkı ihlal edilen kimseye veyahut kanunun açıkça belirttiği merciilere aittir. Bu bağlamda, mülga HUMK’nın 57"nci maddesi (HMK’nın 66 ve devamı maddeleri) uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek mecburiyetinde bulunan fer’i müdahilin kararı tek başına temyiz hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, ..."nin davadaki konumu fer"i müdahil niteliğinde olup, davalı tavzih kararına karşı temyiz isteminde bulunmadığına göre, fer"i müdahilin tavzih hükmünü tek başına temyiz hakkı bulunmadığından, fer"i müdahil ..."nin tavzih kararına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir..."
    gerekçesi ile karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava davalı anonim şirketin kötü yönetildiği ve organlarının fiilen oluşturulamadığı iddiasına dayalı kayyım atanması istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili davalı şirketin "aile şirketi" olarak tanımlanabilecek bir sermaye yapısına ve idari yapıya sahip olduğunu, şirketin büyük ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan ..."nin şirketin menfaati hilafına hukuk dışı işlemler yaptığını, adı geçenin haksız ve kötü niyetli bu tutumu nedeniyle yönetim kurulunun toplanarak karar alamadığını ve şirketin fiilen yönetim organından yoksun hale geldiğini, genel kurul toplantılarının da aynı nedenlerle yapılamadığını; bu durumun hem şirketin %50"sine sahip olan müvekkillerinin hem de şirketin zararına yol açtığını, giderek artan zararın telafisinin imkânsız hâle gelmesinin önüne geçilebilmesi için Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest 2011/304 E. sayılı davanın sonuçlanmasına kadar geçecek süre zarfında şirketi idareye, temsile ve dava sonuçlandığında da şirketin genel kurulunu toplamaya ve şirketin genel kurulu yapılarak yeni yönetim kurulu oluşturuluncaya kadar geçecek süre zarfında şirketi idare ve temsile yetkili kılınacak bir kayyımın atanmasını talep etmiştir.


    Davalı ... Elektrik Üretim AŞ. vekili şirket ortağı olmayan davacıların davayı açmakta sıfatlarının bulunmadığını, yukarıda belirtilen davanın "ortaklık pay defterine kayıt" talebine ilişkin olduğunu, davacı ..."nun pay sahibi olmadan yönetim kuruluna seçildiğini ve ancak pay sahibi olduktan sonra göreve başlayabileceğini (6762 s. TTK.m.312/II); davacılar tarafından şirket aleyhine açılmış bir çok dava ve icra takibi olduğunu ve alacak taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, davacılardan ..."nun ortaklık iddialarını dayandırdığı ve ... ile akdettiği adi yazılı sözleşmenin hükümsüz olduğunu ve şirketi bağlamayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Fer"i müdahil ... vekili davacılar tarafından şirket hakkında açılan davaların derdest olduğunu, şirket ortağı olmayan davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını; şirket yönetim kurulunun görevi başında olduğunu ve genel kurulu da toplayabilecek durumda olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davacılar, davalı şirket ve müdahilin taraf olduğu çok sayıda hukuk ve ceza davası dosyalarının bulunduğu, pay ve paydaşlık durumuna ilişkin davalar sonuçlandığında şirketin organsız kalması ihtimalinin gündeme geleceği, derdest olan üç dava dosyasında (2011/231-232-282) farklı davacılar tarafından şirketin 01.04.2011 günlü olağanüstü genel kurul toplantısının iptaline dair taleplerin yargılama konusu edildiği, mevcut şirket yönetim kurulunun ve genel kurulunun toplanamadığı, bu nedenle şirketin faaliyetini devam ettiremediği, bu durumun telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceği gerekçesiyle 6762 s. Türk Ticaret Kanunu"nun 435"inci (6102 s. TTK.m.530) maddesi uyarınca şirketin hak ve menfaatlerinin korunması ve şirkete işlerlik kazandırılması için yeni yönetim kurulu oluşuncaya kadar -tedbiren- şirketi idare ve temsil etmek üzere üç kişiden oluşan bir kayyım heyeti atanmasına karar verilmiştir.
    Davalı şirket ve fer"i müdahil vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
    Yerel mahkemece bu kez önceki gerekçeler tekrarlanmak ve şirketin fiilen organsız kaldığı vurgulanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını fer"i müdahil ... ve "menfaati ihlal edilen şirket ortağı" sıfatıyla ... temyiz etmektedir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, anonim şirketin teknik olarak organsız kalmadığı hallerde şirkete kayyım atanıp atanamayacağı, organların fiilen çalışamadığı durumda bu çözümün benimsenip benimsenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce dava dışı ..."in "menfaati ihlal edilen şirket ortağı" sıfatıyla ve yanında katıldığı davalının kararı temyiz etmemesi halinde, fer"i müdahilin kararı tek başına temyiz edip edemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
    1- ... davalı şirket ortağı olduğunu ve verilen karardan dolayı menfaatlerinin ihlal edildiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir. Temyiz yoluna, ancak davanın tarafları başvurabilir. Taraflar dışındaki (üçüncü) kişiler, temyiz yoluna başvuramaz. Bunun tek istisnası o kişi aleyhine bir hüküm kurulmuş olması halidir (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.V, İstanbul 2001, s.4566-4567).
    Dosyanın incelenmesinde adı geçenin davada taraf olmadığı gibi yargılama sürecinde müdahale talebinde bulunmadığı ve usul hukuku bakımından herhangi bir sıfat kazanmadığı anlaşılmıştır. Menfaatin ihlal edildiğinden söz edilmesi temyiz için yeterli olmayıp, adı geçen hakkında verilmiş bir hüküm bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle üçüncü kişi ..."in temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Fer"i müdahil ..."nin temyiz istemine gelince;
    Hukuk sistemimize göre bir davanın sonunda verilen hüküm, yalnız davanın tarafları ile bunların külli halefleri hakkında kesin hüküm teşkil eder (...m.303/1-3). Eğer hüküm, bir üçüncü kişinin hukuki durumunu dolaylı olarak etkiliyorsa bu kişiye de davaya müdahale imkânı getirilmiştir (Kuru, IV, s.3451). Üçüncü kişinin taraf sıfatını kazanması mümkün olmadığından bu katılma, özel bir usule tabi tutulmuştur. Bir üçüncü kişinin davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar davada yer almasına "fer"i müdahale" denir (...m.66; ayrıca bkz. HGK, 11.01.1981 gün ve 1981/275111 E., 1981/733 K. ). Fer’i müdahalenin temel amacı, davanın, yanında yer alınan taraf yararına sonuçlanmasını sağlamaktır.
    Fer’i müdahale dilekçesi üzerine mahkeme, müdahale talebinin kabulüne veya reddine dair bir karar verir. Müdahale talebinin kabulü halinde talep sahibi fer’i müdahil sıfatını kazanır ve lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Fer"i müdahil yargılamaya katılmak konusunda bir sıfat edinmiş olmakla birlikte hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir (...m.69); müdahil hakkında karar verilemez. Buna bağlı olarak fer"i müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir (Kuru, IV, s.3476).
    Yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahile husumet yöneltilmediği ve onun hakkında karar verilmediği için, yanında katıldığı tarafın kararı temyiz etmemesi halinde fer"i müdahilin tek başına temyiz yoluna başvurması da mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulunun süregelen uygulaması da bu yöndedir (bkz. HGK, 08.11.1961 gün ve 1961/4-63 E., 1961/41 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/13-114 E., 2010/81 K.).
    Açıklanan durum karşısında fer’i müdahil ..."nin temyiz isteminin reddine karar verilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenle ..."in temyiz dilekçesinin, (2) sayılı bentte açıklanan nedenle fer"i müdahil ..."nin temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcın yatıranlara geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi