Esas No: 2021/7246
Karar No: 2022/7979
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/7246 Esas 2022/7979 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2021/7246 E. , 2022/7979 K."İçtihat Metni"
İhbarname No : KYB - 2021/22913
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Foça Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22.01.2020 tarihli ve 2020/133 soruşturma, 2020/97 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hâkimliği'nin 10.02.2020 tarihli ve 2020/418 değişik iş sayılı Kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısı'nın, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi hâlde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısı'nın 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısı'nın soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde, müvekkilinin şüpheli ile 01.01.2018 tarihinde 10 yıllık olarak hasılat kira sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin kira bedellerini düzenli olarak ödemesine rağmen 18.12.2019 tarihinde ... ve ... tarafından bahçe işlerinin yapılması için ilgili alana gidildiğinde şüphelinin sözleşmeyi feshedebilmek için herhangi bir hukuki karar bulunmaksızın kiralanan alanın anahtarını değiştirerek müvekkilinin taşınmaza girmesini ve yararlanmasını engellediğini belirterek şüphelinin hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, Foça Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin sözleşmeye konu taşınmazın maliki olduğu ve bu nedenle taşınmaz üzerinde ayni hakkının bulunduğu, şüphelinin maliki olduğu kendi taşınmazı üzerindeki eylemlerinin bu suçun konusunu oluşturmayacağı, şüphelinin sözleşmeye aykırı olduğu iddia edilen eylemleri ile ilgili hukuki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerince Hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 17.09.2014 tarihli ve 2014/6511 Esas, 2014/20124 sayılı ilamında da "...Sanıkların, katılanın kiracı olarak oturduğu taşınmazın
./..
S/2
kapı ve kilitlerini, kirayı alamadıklarından bahisle değiştirmek suretiyle kiracı olan şikayetçinin faydalanmasına engel oldukları anlaşılmakla; sanıklara atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun sübut bulduğu gözetilmeden, mahkumiyetleri yerine yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi, yasaya aykırı...BOZULMASINA" şeklinde belirtildiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 154. maddesinde yer alan "(1) (Değişik: 25/2/2009-5841/1 md.) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir." şeklindeki düzenlemeye nazaran, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun malik tarafından kiracıya karşı da işlenebileceği, somut olayda, müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi üzerine hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan, şüphelinin beyanının dahi tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, müşteki ve şüphelinin ifadelerinin alınması, tanıklar ... ve ...'nın da dinlenilerek, toplanacak diğer deliller ve yapılacak etkin soruşturma sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16.02.2021 gün ve 2020-13209 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11.03.2021 gün ve KYB - 2021/22913 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Foça Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.01.2020 tarihli ve 2020/133 soruşturma, 2020/97 sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karara şikayetçi vekillerince itiraz edilmesi üzerine Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 2020/418 değişik iş sayılı 10.02.2020 tarihli Kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır .
Ceza Muhakemesi Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin
./..
S/3
lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. Md) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda; şikayetçi ...vekillerinin şikayet dilekçesinde, müvekkilinin şüpheli ile 01.01.2018 tarihinde 10 yıllık olarak hasılat kira sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin kira bedellerini düzenli olarak ödemesine rağmen 18.12.2019 tarihinde ... ve ... tarafından bahçe işlerinin yapılması için ilgili alana gidildiğinde şüphelinin sözleşmeyi feshedebilmek için herhangi bir
./..
S/4
hukuki karar bulunmaksızın kiralanan alanın anahtarını değiştirerek müvekkilinin taşınmaza girmesini ve yararlanmasını engellediğini belirterek şüphelinin hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda, Foça Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında şüphelinin sözleşmeye konu taşınmazın maliki olduğu ve bu nedenle taşınmaz üzerinde ayni hakkının bulunduğu, şüphelinin maliki olduğu kendi taşınmazı üzerindeki eylemlerinin bu suçun konusunu oluşturmayacağı, şüphelinin sözleşmeye aykırı olduğu iddia edilen eylemleri ile ilgili hukuki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerince Hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; dairemizin 2016/6773-9915 Esas-Karar sayılı 26.10.2016 tarihli Kararı ve süregelen uygulamalarına göre, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun malik tarafından kiracıya karşı da işlenebileceği, somut olayda, şikayetçi vekillerinin şikâyet dilekçesi üzerine hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan, şüphelinin beyanının dahi tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, şikayetçi ve şüphelinin ifadelerinin alınması, taşınmazın tahliyesine ilişkin hukuki karar bulunup bulunmadığı araştırılıp tanıklar ... ve ...'nın da dinlenilerek, toplanacak diğer deliller ve yapılacak etkin soruşturma sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 10.02.2020 tarihli, 2020/418 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nın 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine, 31.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.