8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4318 Karar No: 2020/16642 Karar Tarihi: 07.10.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/4318 Esas 2020/16642 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2018/4318 E. , 2020/16642 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde öngörülen, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK.nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği, bu kapsamda somut olay incelendiğinde; Sanığın olay günü yolcu olarak bulunduğu araç seyir halinde iken trafik ekiplerinin yol kontrolü esnasında durması üzerine araçtan inerek kaçtığı kovalamaca sonucu yakalandığı, yapılan kimlik sorgulamasında kimliğinin yanında olmadığını beyan ederek kendisini ... olarak tanıttığı, kolluk tarafından mağdurun kimlik bilgileriyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan şüpheli sıfatıyla ifade tutanağı düzenlendiği, yapılan fotoğraf ve parmak izi incelemesi üzerine gerçek kimliğinin tespit edildiği, sanığın savunmasında hakkında yakalama kararı bulunduğu için akrabası olan mağdurun kimlik bilgilerini kullandığını beyan ettiği olayda, TCK.nın 179. maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluşmadığı böylelikle işlenmiş bir suçtan söz edilemeyeceği anlaşılmakla; eylemin TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. madde gereğince BOZULMASINA, 07.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.